TANITIM YAZILARI

Aşkın Kısıtlamaları ve Özgürlük

Bir ayrılığın gerekçesi olarak; “kuru sevgi ile olmaz” sözü günümüz aşk ilişkilerine ışık tutuyor adeta. Eskilerin söylediği gibi iki gönül bir olunca samanlık seyran olmuyor, sadece sevgiyle güllük gülistanlık yaşanamıyor ilişkiler. Bunun dışında değişen dünyanın getirisi birçok faktör etkiliyor ve şekillendiriyor aşk ilişkilerini. Öyle ki bunlardan en önemlisi de hem sevgilinize hem de kendinize ne kadar özgürlük alanı tanıdığınızdır.

Aşk manevi anlamda bir bütün olmayı gerektirse de maddi anlamda hiçbir zaman bir bütün olamaz iki insan. Çünkü kendi hayatları vardır yaşadıkları ve yaşamaları gereken. İlişkinin olgunluğu da iki insanın bu olgunluğuna bağlıdır adeta. Yoksa en içten gelen aşk mesajları, güzel aşk sözleri ve hediyeler bile sıradanlaşır ve hatta çekilmez olabilir. Bu gibi durumlarla karşılaşmamak için tabiri caizse “vıcık vıcık” olmak yerine sevdiğimiz insanı önce arkadaş sonra dost ve sonrasında da bir sevgili gibi sevmeli. Onun özgürlük alanına müdahale etmemeli, bireyliğine saygı duymalı bir ilişkinin içerisindeki kişiler. Yeri geldiğinde aşk filmleri sahnelerinde olduğu gibi romantik dakikalar yaşamak yeri geldiğinde ise en yakın dost ile yapılabilecek derin bir sohbetin tadına varılabilmeli sevgiliyle. Bunun önündeki en büyük engel ise kadın ve erkek ayrımı gözetmeksizin var olan kıskançlık ve kısıtlama güdüsü günümüz aşklarını çabuk sonlandıran ve bazıları için çekilmez kılan iki önemli faktör.

1

Bir ilişkide karşı tarafa güvenmek gerçekten temel bir etken ama bu güvenin oluşması oldukça zaman isteyen bir süreç gerektiriyor. Bu sebeple karşı tarafı ne kadar seversek sevelim henüz güven oluşmadığı ve tecrübelerimizden ötürü birine ilk aşk saflığında inanamadığımız için onu kıskanarak sınırlama isteği duyuyoruz. Böylesi durumlarda izlenen bu yanlış yol sevdiğiniz insana ve ilişkinize zarar vererek onu kaybetmenize yol açabiliyor. Fakat başka bir yol mümkün…

Hayat ve ilişki tecrübeleriyle doğru orantılı olarak artan bir anlayışla birlikte kimseye manevi anlamda zorla bir şey yaptıramayacağınız kesinlik kazanır. Hal böyle olunca bir ilişki içerisinde aldatılmak, kandırılmak veya daha az sevilme ihtimalinin sizin kontrolünüz dışında geliştiğini anlarsınız. Yani biri sizi aldatmaya ve kandırmaya meyilli ise siz ona ne yaparsanız yapın sizi aldatacak ve kandıracaktır. Böylesi bir durumda suçu kendinizde ararsanız onun istediğini yapmış olursunuz aslında. Ardından ne atacağınız aşk mesajları kurtarır ilişkiyi ne de alacağınız güzel bir hediye…

Karşınızdaki kişinin, partnerinizin, sevgilinizin her ne kadar sizinle bir ilişki içerisinde olsa da kendi hayatının olduğunu kabul etmek ve özgür iradesiyle sizinle birlikte olmayı tercih ettiği gibi sizi aldatmayı ve kandırmayı da tercih edebileceğini unutmamak gerek. Tabii ki gerekli güven oluştuğunda böyle bir ihtimali düşünmenize gerek yok fakat ilk başlarda kendinizi böyle alıştırırsanız ve onu kısıtlayarak bir şeyleri engelleyebileceğiniz yanılgısından dönerseniz ilişkinizin çok daha sağlıklı yürüyeceğine emin olabilirsiniz. Zaten birine gerçek anlamda güvenebilmeniz için de onun etki altında değil de özgür iradesiyle verdiği kararlara bakmak gerekmez mi?

2

Eğer ki sevgilinizi çok sıktığınızı ve kısıtladığınızı düşünüyorsanız veya ondan böyle bir tepki almışsanız bunun üstünde düşünmeniz gerekiyor. Hatta ilişkinize daha fazla zarar vermeden durumu içtenlikle yansıtabileceğiniz bir hediye hazırlayarak olayı tatlıya bağlayabilirsiniz. Derdinizin sevgilinizi kısıtlamak, hapsetmek olmadığını, sadece onu çok fazla sevdiğiniz için aşırı davranışlarda bulunduğunuzu ve bunu düzeltebileceğinizi bir Sevgilikitabi ile anlatabilirsiniz…

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı