TANITIM YAZILARI

HEDİYE GERİLİMİ

Cicim aylarındaki çiftlerde görülen bir rahatsızlık olup, çiftlerin karşılıklı birbirlerini çok fazla tanıyamadan Sevgililer Günü’ne denk gelmeleriyle ortaya çıkar(bknz: 1-2 aylık çiftler).

Gerilim Türü 1: NE ALSAM?

Özellikle karşı taraf hediyesine çoktan karar vermiş ya da almış ise ve ‘Ben aşkıma Sevgililer Günü’nde ne alacağımı buldummm.’ , ‘ Ben Sevgililer Günü hediyeni aldım bileeee…’ ,  ‘Bil bakalım sana ne aldıımmm?’ , ‘Aşkım bana ne alacak pekiiiii? ’ gibi kışkırtıcı cümlelerle hastayı taciz ediyorsa iş çığırından çıkabilir, hastayı uykusundan bile edebilir. Varsa, ortak arkadaşların devreye sokulması söz konusu olabilir( özellikle bayanlarda böyle nükseder ). Ağızdan laf alınamadığı takdirde hastalık daha da hızlı bir şekilde ilerlemeye başlar.

Sevgililer Günü’ne yaklaşıldıkça bu durumdan hemen hemen bütün arkadaşlar haberdar olur. El birliğiyle yeni sevgiliye hediye arayışına girilir. Çözüm bulunamazsa, durumun hassasiyeti dolayısıyla arkadaşlara azıcık ucundan trip atılır. Durum gittikçe günlük yaşantının odak noktasına oturur. Ve 13 Şubat tarihine kadar herhangi bir seçenekte karar verilemediyse o malum şey olur: SEVGİLİLER GÜNÜ KATLİAMI… Gerim gerim gerilen sevgilinin ardında kalan ise kısacık bir not olur: Ben size ne alayım dedim dedim ne oldu şimdi? He he, bakın ne oldu şimdi? (bknz: espirisine gülünmeyen adam)

Gerilim Türü 2: O BANA NE ALDI?

Rahatsızlığın bu türü kiminde daha hafif (1-2 kez sorduktan sonra pes eden) geçebilecek kiminde ise hediye aldığına küstürecek türde görülebilir. Hediye aldığına küstürecek cinste olanları ele almak gerekirse, bu tipleri göz bebekleri normal insanlardan daha iri olmalarıyla ve çenelerinin hafif yukarı kalkık, başlarının ise hafif yana yatık olmalarıyla tanıyabiliriz (bknz: Resimdeki ünlü kimdir? – cevap: Bir meraklı…) Bu tipler asla 1-2 soruyla, geçiştirmelerle bastırılamaz. Her geçiştirme onları hastalığın pençesinde boğulmaya daha da yakınlaştırır. Soru sormak konusunda en usta muhabirleri bile geride bırakabilecek yetenekte olurlar.  ‘Ne kadar çok soru sorarsam, hedefe o kadar yaklaşırım.’ düşüncesinde oldukları için milyonlarca soruyla karşı tarafı günün anlam ve öneminden, sevimli sevgi pıtırcıklı ruh halinden uzaklaştırabilirler. Aldığı cevaplardan tatmin olmayan hasta, işleri ilerletip karşı tarafın arkadaşlarının ağzını arayabilir hatta sosyal ağlarının şifrelerini bile kırabilir. Bunu fark eden sevgili, hastadan soğuyabilir ve bıkma evresine kadar gelebilir. Bu da şöyle bir sonuca ulaştırabilir ki; tarih 14 Şubat’ı vurmadan karşı taraf lanetler yağdırarak hediyeyi sevgilisinin üzerine fırlatırcasına bırakıp oradan uzaklaşıp, en yakın hat satış bayisinde numarasını değiştirebilir. Ve hasta 14 Şubat Sevgililer Günü’ne yalnız girmek durumunda kalabilir. Fakat yine de mutsuz görünmesi mümkün değildir. Çünkü hediyenin ne olduğunu 14 Şubat’tan önce öğrenmiştir. Bu da böyle tuhaf bir durumdur işte…

Bir başka vak’a da görüşmek üzere,

Sevgiyle kalın…

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı