TANITIM YAZILARI

Aşk Hakkında Yanılıyor Olabilir Miyiz?

‘Günümüz aşkları’ diye başlayan cümlelerden sonra genellikle olumsuz şeyler gelir. Günümüz aşkları sahte, günümüz aşkları çıkarcı ve şöyle böyle diye uzayıp giden bu cümleler, aşk hakkında ne kadar gerçeği yansıtabilir? Veya yaşadığımız aşk tecrübeleri bunlarla ne kadar benzeşebilir?
Günümüzde aşk hakkında her şeyin güllük gülistanlık olmadığı ise bir gerçek. Teknolojinin gelişmesiyle dört bir yanımızı saran teknolojik aletler hem ikili ilişkileri farklı bir boyuta taşıyor hem de şüphe ve kıskançlık krizlerinin çoğalmasına neden oluyor. Bu da doğal olarak ilişkileri gereksiz yere zedeliyor ve bazı ilişkilerin sonunu hazırlayabiliyor. Peki tüm bunlar aşk hakkındaki o saf düşünceleri değiştirebilir mi? Yoksa günümüzde tüm o aşk sözlerinin içerdiği güzellikler yalan ve sahtelikten mi ibaret oldu?
Bu soruyu yanıtlayabilmek için öncelikle kendimize ‘aşk nedir?’ diye sormalı ve kendi cevabımızı vermeliyiz. Çünkü bu soruya cevabınız aşk hakkında ne kadar saf bir düşünceye sahip olduğunuzu ortaya çıkaracak. Eğer aşkın doğal bir dürtü, bağlılık, sadakat ve daimi bir birlikteliği çağrıştırdığını düşünüyorsanız yaşayacağınız ilişkilerde elbet gerçek anlamda sonsuz bir mutlulukla süslenecektir ve günümüzde aşkı zorlaştıran koşulları aşmayı becereceksinizdir. Aşk hakkındaki yapıcı ve bağlılık dolu düşünceler şüphesiz ki bir aşk hikayesi oluşturmanızı sağlayacaktır. Yani bu noktada aşkın kalıcılığı ve gerçekliği bizim onun üzerindeki düşüncelerimize bağlı.
Gelgelelim bizim aşk hakkındaki fikirlerimizi olumsuz anlamda etkileyen caydırıcı sebeplere. Kendinize çok fazla düşkünlük, doyumsuzluk ve aşırı kıskançlık genel olarak günümüzde aşkı boşa çıkaran sebeplerdir. Anlık hissiyatlar ile filizlenen umutlar çok kısa bir süre sonra yerini sıkılmaya, yeni bir arayışa veya umursamazlığa bırakır. Büyük bir hevesle atılan aşk mesajları yerini tavır almalara ve tartışmalara bırakırken zihindeki o ‘gerçek aşk’ modeli bir kez daha suya düşer.
1
Peki içten içe hep hayali kurulan o gerçek aşk için ne yapmalı? Aşk hakkındaki olumsuz tecrübelerimizin ve dış etkenlerin ‘gerçek aşk’a ulaşmamızı engellememesi için nasıl davranmalıyız? Sanıyorum öncelikle karşımıza çıkan ve çıkmış olan insanları değil de kendimizi sorgulamalıyız. Yani o kişiyi nasıl gördüğümüz, ona nasıl davrandığımız ve ondan neler beklediğimizi. Her şeyin fazlası zarardır sonuçta. O yüzden ilgiyi, alakayı ve beklentiyi olabildiğince tadında vermek lazım sevgiliye. Yoksa ‘ben çok sevdim, çok ilgi gösterdim o yüzden bunu haketmiyorum’ gibi yanlış kuruntulara kapılabiliriz. Fakat elbette aşk oyunu izlermiş gibi yapılacak bir şey de değildir. Yeri geldiğinde sahiplenmeli, kıskanmalı ve sevgi gösterisi de yapılmalı ama bunun dengesini kurmak aşk ilişkileri için hayati öneme sahiptir.

Sonuç olarak aşkın boşa çıkmasında ve ‘artık gerçek aşk kalmadı’ yanılgısında tüm bu kararsız ve uç davranışlar yatar. Ya çok fazladır ya da hiç yoktur. Fazla olduğu durumlarda karşı taraf bizim için vazgeçilmezdir. Diğer türlüsünde ise göz hep dışarıdadır. Bu ikisi de yanlış birer algı. Evet, aşkı tek bir kişiye duyar ve onun özelliklerine bağlanırız ama hiç kimse vazgeçilmez değildir. Daha farklı bir biçimde tüm kadınları veya erkekleri potansiyel ‘aşk’ olarak görmek ise aşkın değil, kişinin sorunudur ve doyumsuzluğu nedeniyle aşkın sahte olduğuna inandırır kendini.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı