Sevgililer Günü’nün kış mevsimine denk gelmesi iyi midir, kötü müdür? Duruma göre değişir. Yaz mevsiminde olmuş olsaydı neler yapılırdı nasıl kutlanırdı, daha eğlenceli mi olurdu, bilemem. Ancak hepimizin bildiği bir şey var ki, soğuk hava insanoğlunu yakınlaştırır. Bu sebeple, 14 Şubat’ ta vaktimizin birazını açık havada geçirsek hiç de fena olmaz. Yanlış anlaşılmasın, romantizm yapacağım diye saatlerce sokaklarda dolanıp böbreklerinizi üşütün demiyorum. J Ama birazcık, küçücük üşüyün diyorum. Üşüyün ki, sevgiliniz ısıtsın. Saçlarınızın bozulmasına, makyajınızın akmasına aldırış etmeyecek kadar aşıksanız; yağabilecek yağmur, sizin için bu akşamı daha da özel kılacaktır. Bir de hemen sonrasında gerçekleştireceğiniz şömine başı bir organizasyonunuz varsa, 14 Şubat akşamı tadından yenmez diyebilirim.
14 Şubat akşamı iş temposu, rezervasyon sıkıntısı, kötü hava koşullarının da etkisiyle bazen dert haline dönüşebiliyor. Kimi monotonlaşmış hayatlarının acısını bir gecede alma derdindeyken, el ele mekandan mekana gezerken, kimi kalabalık ve gürültülü ortamlardan uzak olmak, kendini romantizmin dinginliğine bırakmak istiyor. Planların yavaş yavaş şekillenmeye başladığı döneme girdik (Yumurtayı kapıya dayandıracaklar da var tabii… J ).
Bu Sevgililer Günü ne yapmalı, diye kara kara düşünenlere; sevdicekleriyle baş başa, huzurlu, el ele, göz göze bir gün geçirmek isteyenlere bir önerim olacak.
Doğayla iç içe, tadında üşüyüp; şömine başında sıcacık saatler geçirmek için güzel (deneyimlenmiş) bir etkinlikten bahsedeceğim sizlere. Bu Sevgililer Günü’nde dinleneceğiz. At üzerinde kısa süreli bir doğa turuna çıkacağız. Dinleneceğiz dedikten sonra böyle bir fikir çelişkiye düşürmesin sizi… Öyle Kırk Haramiler gibi dört nala koşmayacağız. Yaklaşık 20 dakika sürecek bir tur.
Doğanın huzurunu teneffüs ettikten sonra tabii ki acıkacağız. Karınlarımızı enfes sofralarda doyuracağız. Daha sonra içeceklerimizi elimize alıp, şömine başında sevgilimizle birlikte keyfimize bakacağız. Üstelik bunları cüzdanlarımızı bir günde boşaltmak zorunda kalmadan yapacağız. Bütün bunları nerede yapacağız? Hayır efendim, Alice’in Harikalar Diyarı’nda değil. Kilyos tarafındaki at kulüplerinden bahsediyorum.
Öncelikle, günün hangi saatlerini sevgilinize ayırabileceğinize karar verin. Gündüz saatleri ise nefis bir köy kahvaltısı, akşam saatleri ise mangalda pişirilmiş (İsteğinize göre mangalı siz de yapabiliyorsunuz.) et türleri ve sıcak şarapla süslenmiş leziz bir sofra sizi bekliyor olacak.
Özel günlerde (genelde Sevgililer Günü’nde), internet sitelerinde bu aktivite için özel indirim kuponları oluyor. Bu kuponlardan yakalayabilirseniz çok uygun bir fiyata bu organizasyonu yapabiliyorsunuz. Öğrenci bütçelerini de sarsmıyor anlayacağınız… At üzerinde, temiz havayı manzarayla birlikte, ciğerlerinize ve ruhunuza doldurabileceğiniz kısa bir doğa turu sonrasında, hafif üşümüş elleriniz ve burunlarınızı ısıtmak için sizleri şömine başına alıyorlar. O sırada sofranız hazırlanıyor. Ve siz de bu esnada sevgilinizle keyifli dakikaların tadını çıkartıyorsunuz. Gündüz saatlerinde gidecek olursanız, önce güzel bir kahvaltı yapmanızı sonra doğa turuna çıkmanızı tavsiye ederim. Eğer akşam saatlerini seçecekseniz önce doğa turu ardından yemeğe geçmeniz daha iyi olacaktır.
Evli, mutlu, çocuklu bir çift iseniz, ailecek de bu aktiviteden faydalanabilir ve keyif alabilirsiniz.
Hem eğlenceli, hem huzurlu, hem aşk dolu, hem de bir sürü fotoğraf çekimi yapabileceğiniz, çok hoş bir gün doldurmuş olacaksınız. Biraz doğa, biraz yemek, biraz şömine, biraz şarap ve fazlasıyla aşk… Bu yıl ki Sevgililer Günü akıllarınızda böyle kalsa fena mı olur?
