“Erkek milleti değil mi? Hepsi aynı…” kalıbının muzdaribi olan biz bayanlar için Sevgililer Günü, en sevdiğimiz mağazanın büyük indiriminin ilk günü gibi… Kaptın, kaptın. Geri dönüşü yok bunun. Sonrası yok. Arka raflara saklama şansı yok. 14 Şubat’ta ilgiyi, alakayı, romantizmi, aşk sözlerini, sevgi kelebeklerini uçuran romantik hediyeleri kaptınız, kaptınız. 15 Şubat’ın ilk dakikalarından, bir sonraki 14 Şubat’a kadar hediye denizinde boğulmak için başka şansınız olmayabilir.
(Basında hakkımızda çıkan…) Bayanların Sevgililer Günü romantizmini abarttığı söylemleri doğru olabilir(birazcık). Tamam, tamam fazla abartıyor da olabiliriz. Her şeyin olduğu gibi bunun da bir sebebi olmalı. Belki de 1 yılın içerisinde 365 gün varken, erkeklerin romantikliği yalnızca 1 güne sıkıştırma çabalarından olabilir. O kadar rahatlar ki, nasılsa Sevgililer Günü diye bir gün var. Öyle değil mi? Değil işte… Olmaması gerek. Bu aşka hakaret… E durum böyle olunca bayanlar da 1 yılın acısını 1 günde alıyorlar. Kıvama gelen sevgilinin bir sonraki Sevgililer Günü’ne kadar, bu kadar anlayışlı ve nazik olamayacağını biliyorlar. Büyü gibi bir şey bu… 14 Şubat günü saat gece yarısı 12’yi 1 geçtiği vakit bütün o büyü bozuluveriyor. Erkek hayali çizgili pijamalarını üstüne geçiriveriyor.
Kadın da bunun olacağını biliyor. İşini sağlama alıyor. 14 Şubat‘ı, ilk dakikalarından itibaren romantizme boğuyor. Her yeri kırmızılar, kalpler, balonlar, çiçekler, romantik hediyeler, romantik sözler, romantik filmlerle donatıyor. E kadın bu kadar donanımlı olunca erkek de “Ertesi gün tribi” ile lanetlenmemek adına hazırlıklara başlıyor. Romantik aşk sözleri ezberliyor hatta belki de ayna karşısında kendi kendine prova ediyor. Günün konsepti gereği romantik hediye arayışına giriyor. Erkekler, genelde satın alınabilen hediyelerden yana olmaları sebebiyle, eşe dosta maneviyatı kuvvetli olacak hediyeler soruluyor. Klavyelerde Sevgililer Günü için romantik hediye fikirleri aranıyor. Deneyimli olanlar marifetlerini gösteriyor. Rakiplerini geride bırakıyor. Olmadı bir akşam yemeği ısmarlayıp, aşk şiirleri ile kapanışı yaparım, diyenler oluyor. Peluş oyuncak alır, el ele iki turla bu günü kazasız belasız kapatırım, diyenler oluyor. Çiçek gibi hem seçimi, ulaşımı kolay, hem de her bayanın gönlünü kazanabileceği pratik yolu seçenler oluyor. Doğum günü ve yıl dönümü gibi kişisel bir özel gün olmadığı için (yani etrafta hatırlatıcı afişler, reklamlar, anonslar, indirimler olmadığı için) unutma gibi bir ihtimal de kalmıyor. Erkekler için Sevgililer Günü, mutlaka geçilmesi gereken bir sınav haline geliyor. Sınavdan kalanlar, sevgilisinin arkadaşlarına iyi bir dedikodu malzemesi oluyor. Ve karşılığında; ağır tribal enfeksiyonlara maruz kalıyor. Sevgililer Günü’nde yeniyor, içiliyor, geziliyor, gülünüyor, hediyeler saçılıyor, şarkılar söyleniyor. Öyle ya da böyle gün sona eriyor. Bundan sonra iki tarafta kendini Ertesi Gün Sendromuna bırakıyor. Erkek ertesi gün 14 Şubat’tan kimseye bahsetmiyor, konu kapanıyor. Kadın eğer günü tatmin edici geçirdiyse yedi ceddiyle paylaşıyor. Ya da kötü geçirdiyse sevgilisine günlerce trip atıyor.
Arkadaşlarına sevgilisinden yakınıyor. Günlerce sızlanıyor. Hatta bazen aylar, yıllar sonra bile başına kakabiliyor. Yani bu konu bayanlarda kapanmıyor. Bu sebeple erkek adaylara şimdiden sınavda başarılar diliyor, çok çalışmalarını tavsiye ediyorum.
Sevgiler,
Bir bayan…
