Aşkın belli bir ömrünün olduğunu ve ilişkilerde, bir süre sonra sona erdiğini herhalde artık bilmeyen yoktur. Genellikle İsviçreli bilim adamlarının yaptıkları araştırmalardan biri olan, geçici bir duygu yoğunluğu olduğunu öne süren bu tez, birçok insan tarafından kabul edilmiş durumda. Kabul edilmesine edilmiş ancak yine de insanların pek kabullenmek istemediği bir durum bir gün biteceği düşüncesi. Böylesine yoğun duyguların yaşandığı, mutluluktan insanın ayaklarını yerden kesen ve kişinin hayattan tüm ümidini kestiği anda bile yeniden doğmasını sağlayan bu muazzam hissiyatın bir gün bitecek olması insanların keyfini kaçırmaya fazlasıyla yetiyor. Özellikle, insanlar aşkı yaşarken hayatları öylesine değişip sevdiğiyle birlikte geçirdiği anlarda öylesine mesut oluyor ki, kendisini bu denli değiştirip mutlu eden bir duygunun bir gün çekip gideceğine inanmak istemiyorlar. Bu yüzden çiftler; ilişkilerini, aşklarını canlı tutabilmek, en azından aşkın ömrünü uzatabilmek için ellerinden geleni yapmak istiyorlar.
Söz konusu; bir ilişkiyi canlı tutmak ve ömrünü uzatmak olunca öncelikle devreye küçük aşk oyunları giriyor. Sevgiliden zaman zaman ayrı kalmak, ilişki sürecinde bazen kendini geri çekmek, bir gün dışarıda romantik bir akşam yemeği yemek ya da bazen hiç beklemediği anda, sevgiliye güzel aşk sözleri söyleyerek gönlünü hoş tutmak gibi birçok aşk oyunu oynanabiliyor. Tabi bu oyunu ilişkinin evresine göre de değişiklikler gösterebiliyor. Mesela bir ilişki yeni başlamak üzereyse; öncelikle davranışlar konusunda biraz temkinli olunup karşı taraf ölçülüp tartılıyor. Gönderilen aşk smsi biraz geç cevaplanıyor ya da amaç karşı tarafı etkilemek ise emek sarf edilerek hazırlanan ve duyguların açıklandığı güzel bir aşk videosu karşı tarafla paylaşılabiliniyor. Çiftler birbirlerine karşı besledikleri duyguları yeni açıklamış ve ilişkilerinin ilk günlerini yaşıyorlarsa eğer; normalinden fazla romantik davranışlarda bulunup sürekli küçük jestler yapabiliyorlar sevdiklerine.
Daha da pekiştirmek adına etkileyici bir aşk hikayesinin anlatıldığı aşk filmleri izlemeyi tercih edebiliyorlar. Ya da karşı tarafta küçük kıskançlıklar yaratmak adına bir takım davranışlarda bulunup ilişkilerinin ömrünü uzun tutmaya çalışabiliyorlar. İlişkilerinin flörtleşme boyutu tamamlayıp evlenen ve artık eş olan çiftler için ise aşkı yaşatmak ve canlı tutmak biraz daha zor olabiliyor maalesef. Her günü birlikte geçiren, artık tamamen birbirine ait olan çiftlerde bir rahatlama oluyor ister istemez. Evliliklerde de sevgililer günü, yıl dönümü, doğum günü gibi özel günler, ilişkiyi ve yaşanan aşkı canlı tutmak adına büyük önem arz ediyor. Bu özel günleri karı koca gibi değil de iki sevgili gibi geçirmeyi başarabilen çiftler, birbirlerine aldıkları hediyelerle ve romantik bir kutlamayla aşklarının küllenmeye yüz tutmuş ateşini yeniden alevlendirebiliyorlar.
Aşk zor. Aşık olmak da zor. Aşkı canlı tutmak, bir ömür yaşatmak ise çok daha zor. Her Şey Aşk İçin… Oyunu ise bazen insanı yorsa da canlı tutmak için maalesef tek yol…
