Hediye dışarıdan bakıldığında, öyle sevimli, öyle çıtı pıtı, öyle 6 harf-cik-ten ibaret gibi duruyor ki… Alınır, biter gider gibi… Oysa göründüğü gibi olmadığını bilesiniz. Bir derinliği var bu işin. Altında yatan bir geçmişi, öncesi ve sonrası var. Koşuşturması var, kafa patlatması var.
Hemen hemen hepimizin hediye almışlığı vardır. Kimimiz bu ulvi görevi bir sevgi kelebeği gibi yerine getirirken –ya da getirebilirken diyelim- kimimiz için bu durum bir sendrom halini alıyor. O romantik sevgililer günü organizasyonlarında, cıngıl cıngıl doğum günü partilerinde –çaktırmasak da- odak noktasında olan hediyelerin, oraya gelene kadar yaşadığı bir serüveni var. Tabi bazılarımız var ki; onlar için hediye seçmek adeta dünyaya geliş amacı… İçten içe kıskandığımız bu arkadaşlarımızı tebrik eder, başarılarının devamını dilerim efenim. Hediyelerin serüveninden bahsediyorduk. Günümüz şartlarında hediye seçmek gerçekten zor hale geldi. Kulvarlar çoğaldı bir kere… Önceden böyle miydi? Kız ya çiçekleri severdi ya da peluş ayıcık… Erkeğe saat alınırdı. İçine de bir not: Geçen her anında aklında olayım, diye… Ohh, mis. Kapanır giderdi konu. Şimdi öyle mi? Devir değişti. Seçenekler çoğaldı. ‘Kendi elleriyle hazırlasın.’cılar var, yok efendim ‘Ben ucuz hediye istemem.’ciler var, ‘Gözleri en büyük hediyem…’ciler var, Puzzle kolikler var, sonracığıma makaroncular var, ‘Kredi kartını versin, ben alırım.’cılar, ‘Aman bir kuru çiçek almasın da, ne olursa razıyım.’cılar var. Var oğlu var. Bir de bu işlerde hiç gözü olmayanlar var. İşte onlar bulunmaz Hint kumaşı değerinde olup, piyasa da çok az sayıda bulunmaktalar. Buradan onlara sevgi kelebekleri yolluyoruz. İyi ki varlar. J
Sırat Köprüsü’nden bozma, çok ince bir çizginin üzerinde yürüyen sevgili hediyenin gerçekten bir dozu var. Vakit de çok önemli bir unsur tabi… Hele ki, özel birine gidecekse; son güne sıkıştırmak olmaz. Emek harcamak gerek. O ayaklara kara sular inecek bir kere… Ya da internet geçmişin, hediyenin her halini aramakla dolacak: Sevgiliye hediye , ilginç hediye , sevgiliye romantik hediye gibi… Sanırım son zamanların en gözde yolu, internet… Özellikle kış soğuğuna denk gelen sevgililer günü hediyelerini edinmek için bir nevi velinimet… J Şahsen, bu soğukta mağaza mağaza gezip; sokaklarda, yağmurun altında, bata çıka bir şey aramak bana çok çekici gelmiyor. Hazır alınan bir şey samimi gelmiyor bir kere… Tabi ki onun da yeri var. Ama özel günlere, özel şeyler yakışır. Klişelerle problemi olmayan bir çiftseniz; saat, çiçek, şal, kol düğmesi almanız tabi ki sorun olmaz. Ama maneviyattan yanaysanız ve kalıplara sığmayan bir sevgiliniz varsa, hem sevginizi, hem emeğinizi katabileceğiniz hem de çok cici çizgilerle, anılarınızı eğlenceli bir şekilde ölümsüzleştirebileceğiniz bir armağan biliyorum. Sevgili Kitabı… ‘O da nesi?’ diyecek olursanız, yardımcı olayım. Bu bir fotokitap … Çok yaratıcı ve anlamlı … Ne işe mi yarayacak? Öncelikle sizi farklı kılacak. Aşk kokan hiçbir hikaye bir diğerine eşdeğer olamaz. Ve hiçbir aşk kalıplara sığdırılmayı hak etmez. Sıradanlığı hazmedemez. Bu yüzden, bu hediye maneviyattan zevk alanlar ve duygularını sıradışı yaşayanlar için çok hoş bir fırsat. Bu ilginç sürpriz sayesinde, sevgiliniz sırf siz incinmeyin diye, yapmacık bir gülüşle teşekkür edip, arkadaşına hüsran dolu bir mesaj atmak zorunda kalmayacak. J Aksine bayılacak. Verdiğim hediyeden kime ne, demeyin. Biz bayanlar aldığımız hediyeleri ve arkadaşlarımızın böyle günlerde aldığı hediyeleri çekiştirmeye bayılırız. J Üstelik verdiğimiz hediyelerin ‘Ben, buyum…’ demek olduğunu da unutmayalım. Eğer seçiminiz bu aşk kitabı olursa, karşılığında sevgilinizin o aşk pıtırcıkları salgılayan gülüşüyle ve sıcacık bir sarılmayla ödüllendirileceğinize bahse girebilirim. J Bir deneyin derim. 😉 Hani diyoruz ya, ‘Anlatsam roman olur…’, e demekle kalmayın, buyurun, anlatın kitap olsun.
