Cinsiyet farkı insanları birbirinden ayıran en büyük farklardan bir tanesidir. Hatta bu fark bırakın insanları doğadaki tüm canlıları bazı çizgilerle birbirinden ayırmaktadır. İnsan için kadın ve erkek kavramı pek çok farklılığı ifade etse de esasen doğada bu ayrımın temeli üreme fonksiyonundaki işlevsel farklılıklar üzerine kurulmuştur. Bizlerin kadın ve erkek ayrımında da belirleyici rol oynayan bu üreme işlevleri beraberinde sevgiyi, aşkı, ayrılığı, aldatmayı ve binlercesini beraberinde getirerek hem kadınlara hem de erkeklere belirli roller ve davranış kalıpları atanmasına neden olmuştur. Erkek dediğin şöyle olur, kadın dediğin böyle olur cinsinden bu kalıplar hem kişisel hayatımızda hem de özel ilişkilerimizde davranışlarımızı etkilemekte ve bizleri doğallıktan uzaklaştırabilmektedir.
Bu kısa tespitin ardından kadın ve erkek kalıplarının daha özelde ise erkeğin Sevgililer Günü için ne düşündüğünü, ne düşünmek istediğini ve neler yaptığına bir bakalım. Öncelikle bir kadın bir erkek düşünelim yan yana. Aklımıza gelecek ilk şeylerden biri kadının ve erkeğin dış görünüş bakımından farklılıkları olsa da içten içe erkek ve kadın davranışlarının nasıl olması gerektiğini belirtir beynimiz. Bu durum özellikle etraftaki sevgililerde ve çiftlerde garipsediğimiz farklılıklar gördüğümüzde de gerçekleşebilir.
Ülkemizdeki toplumsal yapı kadın erkek eşitliği anlamında sorunlu bir yapıdır. Bu yapının sorunları ister istemez özel ilişkilere şu yada bu şekilde yansımaktadır. Mesela bir erkeğin Sevgililer Günü için özel planlar yapması, partnerinin üstüne düşmesi ve Sevgililer Günü sözleri yazarak onu mutlu etmeye çalışması genellikle güçsüz, hafif erkek hatta bir televizyon dizisi sayesinde hayatımıza giren ‘light erkek’ kavramıyla özdeşleştirilir. Yani bir erkeğin sevdiği kadına sevgisini ona aldığı bir hediyeyle, davranışlarla ve romantik sözlerle belli etmesi (sıklık durumuna göre değişse de) pek hoş karşılanmaz. Fakat aynı şeyler kadın için geçerli değildir. Tam tersi kadın sevdiği erkeğin üstüne düşmeli, onunla ilgilenmeli ve hediyeler almalıdır. Bunlar bir kadın tarafından ne kadar sık yapılıyorsa sevgilisini o kadar çok seviyor demektir anlamı çıkaran toplum, erkekler açısından farklı bir yargılama yapmaktadır.
Hal böyle olunca erkeklerde sevgililerine ve eşlerine duydukları sevgiyi göstermekte daha sınırlı davranmakta ve bunu çoğu zaman içlerinde saklayarak nadiren aşklarını belli etmektedir. Bu durum kadınların hoşuna gidiyor mu bilinmez ama bir eşitsizlik olduğu kesin…
Yaklaşan Sevgililer Günü’nde artık iyice gevşemeye başlamış olan bazı tabuları yıkmak, romantik olmak, sevgiyi göstermek ve sevgiliyi mutlu etmeye çabalamak erkeklerin yapması gereken şey. Kadınlar ise sevdikleri erkeğe bu konuda biraz cesaret vermeli tabii ki… Çünkü bir elmanın iki yarısı gibi olan kadın ve erkek bir çok farklılığı içinde bulundursa da temel olarak aynıdır yani insandır. Ve insan sevmekten, sevilmekten, ilgi görmekten hoşlanır. Kıskanır, sahiplenir ve sevdiğiyle ‘bir’ olmak ister.
Bu Sevgililer Günü çoğu zaman bastırdığınız, içinizde sakladığınız ve göstermekten çekindiğiniz sevginizin, saklı bir köşeden gün yüzüne çıkarak, sevdiğinizin gözlerindeki parıltıya dönüştüğü gün olsun. Ona aldığınız hediye, yazdığınız Sevgililer Günü mesajları içinizdeki romantizmi Sevgili Kitabı ile yansıtsın ve aşk dolu bir başlangıca sebebiyet versin… Unutmayalım ki aşk hiçbir farklılığın esiri olmayacak kadar ‘aynı’dır.
