TANITIM YAZILARI

AŞK İNCELİK İSTER CANIM, HOYRAT OLMA

Ah, bu güzel aşk dolu şarkı sözleri 90’lardaydı. Milenyumda Tarkan artık ‘hüp diye içine çek beni’ ya da ‘gel gel gel güzelim, gel gel acımıycak!’ şeklinde şarkı sözleri yazıyor.

Artık hız istiyoruz, hareket istiyoruz. Milenyum insanlarıyız. El ele tutuşup samanlığı seyran yapamıyoruz artık. Romantizm, şiir, şarap, bohem yaşam karın doyurmuyor. Merakla günlerce beklenen aşk mektupları sona erdi artık. Büyük hareketli aşk oyunları yerine televizyon ekranına sıkışıp aşkı memnu’lara daldık. Aşk sms’lerine, anlamlı sanılan ezber klişe aşk mesajlarına, maillere hatta sadece facebooktaki gözü kalpli ifadelere kaldık. Enter’a basıp hooop hemen ifade etmiş olduk sevgimizi. Sinirlendik; internette bulduğumuz sitemli ağır aşk sözlerini kopyalayıp yapıştırdık iletimize. Hüzünlendik hemen duygusal aşk sözleri hatta acıklı aşk sözleri bulup yolladık bazen ingilizce, bazen herkesçe anlaşılmasın diye felsefik bir dille almanca. Her şey hazır! Enter! Fast food yemek gibi… Hatta bu fast foodu internet üzerinden sipariş ettik. Romantik görünmek istediğimizde kısa aşk şiirleri bulmak için Özdemir Asaf’ı arattık googleda, uzun aşk şirleri için Nazım Hikmet’i. Hatta kategorisini yazar olduk: İmkansız aşk şiiri. Hadi buyrun:  Yasak aşk sözleri, karşılıksız aşk sözleri, ilk aşk sözleri, ağlatan aşk şiirleri, ünlü aşk sözleri, delikanlı aşk sözleri, umutsuz aşk sözleri, damardan aşk sözleri…

Bazen güldük bunlara, esprili yaklaşayım şu işlere derken yine de çok dışına çıkamadık bu döngünün; tek yaptığımız komik aşk dolu sözler paylaşmaktı. Hep hazırı aldık bir tıkla sunduk.

Alıştık bir süre sonra bu hıza. Yaz gelse de tatile çıksak, şu şehirden bir uzaklaşsak derken 4 günlük deniz kum ağaç bize yetti de arttı bile. Koşmaya alışmışız bir kere. Telefona sarıldık: Off buradan çekmiyordu da…

Doğum günleri kutlandı geçti, partiler verildi, tanışma yıldönümleri kutlandı, anneler günü babalar günü, nikah töreni, balayı, evlilik yıl dönümü, yılbaşı partisi derken takvimlerde bir gün daha yuvarlak içine alındı: 14 Şubat sevgililer günü… Kötü de olmadı: Renk katmak için didindiğimiz hayatımıza al al renk geldi. Netten bulduğumuz güzel aşk yazılarına, resimli videolu şiirlere bir de hediye eklendi. Bu kez internetin başına sevgilimiz için geçtik: Sevgiliye hediye… Karşınıza yüzlerce, binlerce hediye çıkacaktır. Sepete ekle! Tamamdır.

Her şey tamam, hediye alındı, kıyafet hazırlandı, mekan seçildi, hız son safhada da ama biliyorum atanızda hem şehrin hızına ayak uydurmuş hem de geçmişi özleyen kişiler var: Tuzluk diye kağıttan bir oyuncak hazırlayıp içine kendi oyunumuzu yazdığımız… Sonra lisede platonik aşkımızın sırasına o an uydurduğumuz manileri karaladığımız… Tabletler telefonlar yokken yolda araba camından dışarıyı seyrettiğimiz, walkmenlerden romantik yakışıklı Tarkan’ı dinlediğimiz ya da kitap okuduğumuz günleri… Tamam şehri, koşturmacayı, alışverişi, eğlenceyi hatta trafiği bile seviyoruz ama bu 14 Şubat’ta biraz da kendimizden bir şeyler olsun istiyoruz hediyelerde. Evet kadınlar zaman pırlanta sever, ayakkabı, çanta ve çikolata ama artık yaratıcı olma zamanıdır! Mesela bir hikaye yazın kadınınıza. (Kopya: Tanışma hikayeniz olabilir) Sonra götürün yazdıklarınızı ‘Sevgili Kitabı Ailesi’ne. Bir güzel süslesin püslesin, gıcır gıcır kağıtlara bassınlar. Sonra verin o hediyeyi sevgilinize: O an şehir, zaman, gürültü her şey susacaktır ve geriye sadece aşk aşk aşk kalacaktır. 🙂

3. makale

http://www.youtube.com/watch?v=dXDVT3hFVwk

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Göz Atın

Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı