TANITIM YAZILARI

Aşkınız Başkalarına Değil, Size Ait Olsun!

Sevelim ya da sevmeyelim belirli kuralları, görüşleri ve yer yer de dayatmaları olan bir toplumla birlikte yaşıyoruz. Buna alternatif başka bir şey de düşünülemez. Bu toplumun içinde yaşarken iş hayatımızdan günlük aktivitelerimize kadar toplumun etkisi ve baskısı altında kalıyoruz. Nitekim bu en basit bir şekilde dışarı çıkarken ne giyeceğimize dahi etki ediyor. Maddi dayatmalara bir nevi katılıyor ve uygularken fazla sorun etmiyorsak da manevi dayatmalar da söz konusu. Hatta bunlar kişiliklerimiz açısından çok daha zararlı bir şekil alabiliyor. Örneğin; aşk. Aşkınızı nasıl yaşadığınızı hiç düşündünüz mü veya sevgilinizle birlikte sahip olduğunuz bu güzelliği gönlünüzce yaşayabildiğinize inanıyor musunuz? Bu soruya birçok insan haklı gerekçelere sahip bir şekilde ‘hayır’ cevabını verecektir. Çünkü kısıtlanıyoruz ve bununla da kalmıyor kısıtlıyoruz. Hâlbuki aşk, hiçbir kısıtlamaya gelmez ve özgürce, içten geldiği gibi yaşanmalıdır!

Aşk, sevdiğinizi yanınızda istemektir. Aşkın içerisinde ona dokunmak ve onu arzulamak kadar da doğal bir şey yoktur. Fakat ne yazık ki aşka dair bu doğal istek ve arzular, çekinilmesi, kaçınılması gereken şeyler olarak algılanıyor. Hatta bunlar yapıldığı takdirde toplum tarafından bakışlar, laf atmalar veya ailevi baskılar aracılığıyla cezalandırma da söz konusu. Aşk ve ceza hiçbir zaman yan yana düşünülemez. Söylediklerimi sadece aşkın fiziksel ve cinsel arzuları şeklinde algılamayın. Sonuçta cinselliğin de duygulardan ileri geldiğini kabul ederek bunları söylüyorum. Bunlara ek olarak bir çiftin birbiriyle olabildiğince fazla zaman geçirmek istemesi fakat gecenin geç saatlerine kadar birbirleriyle beraber olamamaları da bir başka örnektir. Tüm bunlar aşkımızı özgürce yaşamamıza birer engel ve aşkı sınırlayan etkenlerdir. Hal böyle olunca sevgililerin kendilerini aşk sözleri ve aşk mesajlarına vermeleri normal. Çünkü kendilerini ve birbirlerine karşı hissettikleri sevgiyi en sınırsız şekilde ifade edebilecekleri yol bu.

Bir aşk hikayesi düşünün. Bu hikayenin içerisinde her şey güllük gülistanlık olmaz. Birçok zorluk ve sınırlama barındırır fakat hikayenin içindeki aşıklara düşen görev, beraber mücadele ederek bu zorlukların üstesinden gelmek ve aşklarına inanmaktır. Eminim ki sizler de aşkınızı sorunsuz ve özgür bir biçimde yaşayamıyorsunuz. Yani illa ki ilişkiniz içerisinde kendinize göre sorun ve kısıtlamalar vardır. Dışarıdan birçok baskı görürken bir de kıskançlık nedeniyle sevgilinizi baskı altına aldığınızı varsayarsak ilişkiniz çok fazla zedelenebilir. Sevginiz özgür olmalı ve özgür kalmalıdır. Zaten özgür bir biçimde sizin yanınızda ise bu gerçek aşktır.

Sevdiğinize karşı olan ilgi ve alakanız size ait olsun, toplumsal kurallara değil! Aşkın ve sevginin özgünlüğü bunu gerektirir. Aksi takdirde aşkınızın çizgisini siz değil, başkaları çizmiş olur ve ilişkiniz birçok soruna gebe kalabilir.

En önemlisi de sevdiğinize karşı kendiniz olun. Toplumun istediği kişi değil. Çünkü sevdiğiniz kişi sizi, siz olduğunuz için sevmeli.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı