Aşka uzun bir bekleyiş sonrasında ulaşmış veya bu bekleyişe devam edenler bilirler aşkın değerini. Sürekli tekrarlanan hayal kırıklıkları, denemeler ve yanılmalar silsilelerinin sonu er ya da geç bir bıkkınlık olur. Elde edilemeyen bir isteğe karşı ortaya çıkarılan savunma mekanizması hissiyatsızlığa denk düşer ve bu noktadan sonra aşkı sen bulmazsın, aşk seni bulur. Aşkın seni bulmasındaki ihtimaller ise sonsuzdur… Bu ihtimalleri düşünmek ise bazen bir ayrılık kadar hüzün verirken bazen aşk mesajları kadar neşe verir.
Aşkı çoğu zaman güzel hatırlamaya meyilliyizdir. Özellikle de ayrılık sonrası kırılgan dönemi atlattıktan sonra eski sevdiğimize karşı duyduğumuz bazı olumsuz hisler yumuşar ve olayı daha medeni bir şekilde karşılarız. İlk aşk da dahil olmak üzere tüm bitmiş ilişkilerde süreç böyle işler. Fakat bir de yalnızlık vardır. Eski hatıralara karşı olumsuz hisleri anlık da olsa canlandırabilecek kadar yalnız anlar… İşte bu noktada geçmişin geçmişliği ile yüzleşir insan, geleceğin ise ne zaman geleceği sorulur. İhtimaller dahilinde “acaba o kız benden hoşlanıyor mu, ona nasıl davranmalıyım, yoksa sadece zaman kaybı mı” gibisinden birçok şey düşünülür. Konuşmakla konuşmamak, yazmakla yazmamak arasında karar vermenin çok zor olduğu durumlardan birisidir bu. Fakat çoğu zaman bu ve buna benzer durumlar geçicidir ve tek bir kişiye bağlı ihtimallerle sınırlı kalmaz. Hayatında sevdiği birisi olmayan bir kişinin aşk filmleri izlemek için çokça zamanı, aşk tesadüfleri sever lafına inanmak için ise çokça inancı vardır.
Aşk ihtimallerini beklerken veya onları kovalarken yaşanan süreç her ne kadar zaman kaybıymış gibi gözükse de aslında aşk hakkında çok şeyin öğrenildiği zamanlardır. Sevgiliyle hangi aşk filmlerinin izleneceğini, aşk mesajlarının zamanını ve ölçüsünü belirlemek açısından idealdir. Tüm bunların yanında aşkın, sevmenin ve sevilmenin değerinin en iyi anlaşılacağı zamandır ki bu sağlam bir ilişkiye sahip olabilmek için çok gereklidir.
Peki ya hayal dünyası? İnsan bir şeye sahip değilken onun hakkında daha çok hayal kurar. Bu bakımdan aşk hayalleri yalnızlık dönemlerinde serpilir ve gelişir. Dolayısıyla hayatınıza girecek insan git gide daha şanslı hale gelir.
Hayatta her şeyin geçici olduğunu bilmenin huzuru da yalnızken daha çok çıkar. Böyle zamanlarda bir ihtimaller denizindesinizdir ve bilmeniz gerekir ki kontrol kesinlikle sizde değildir! Dümeni kim tutar, nereye götürür bilinmez ama bazen dalgalara teslim etmeli kendini insan, dalgaların onu en güzel aşka götüreceğini umut ederek.
Bir insanın önünde birçok ihtimal vardır. Doğru aşk ve yanlış aşka ulaştıracak kişiler de bu ihtimaller içerisinde kendini gösterir. Yapılan tercihler sonrasında kazanılan iyi, kötü tecrübeler aşk mektupları kadar kalıcı birikimler kazandırır. Bunlardan en önemlisi de beklemek ve sabırlı olmak, hayatın ve aşkın sonsuz sayıda ihtimaline bıkmak, usanmak bilmeden kendini açmaktır.
