Evlilik dediğin uzun bir yolculuk… İki insan birbirini tanır, aşık olur ve sever. Sonrasında onu, kendinden bir parça gibi görmeye başlar. Hani canımın içi, kalbimin yarısı, nefesimsin derler ya, o misal. Ruh eşini bulan insan, onu bir daha hiç kaybetmek istemez. Bu sebeple evlilik düşüncesi yerleşmeye başlar aklına. İlişkilerinin ilerleyen zamanlarında hep evliliklerini hayal eder. Nasıl bir evde yaşayacaklarını, kaç çocuklarının olacağını, aynı çatı altında yılları nasıl mutlu ve mesut bir şekilde eskiteceklerini, her şeye ama her şeye rağmen birbirlerini nasıl seveceklerini düşünüp dururlar.
Sevdiklerine dair hayalini kurdukları tüm bu evlilik senaryoları mutlu sonla bitmeye başlayınca evlenmeye karar verirler. Sonra ise sıra gelir mükemmel bir evlilik teklifleri çalışmasına. Hangi ortamda, ne şekilde nasıl bir evlilik teklifi etsem de hiç unutulmasa diye düşünmeye başlarlar. Evlilik tekliflerini genelde erkekler eder ama bu konuda son yıllarda kadınların yükselişi de yadsınamaz. En doğru zaman yakalandığı anda ise özenle planlanan evlilik teklifi, sevgiliye yapılır. Uzun süreli ilişkilerde bu teklif formalite icabı yapılıyor olup genellikle cevabı bellidir. Evlilik teklifi yapıldıktan sonra hemen evlenilmez tabi. Bu sadece evliliğe giden yolda bir başlangıçtır. Önce bu evlilik planı ailelerin ileri gelenleriyle paylaşılır. Her iki evlilik adayı aileler tarafından incelenir ve tanınır. Gerekli onaylar alındıktan sonra söz yüzükleri takılır. Evleneceklerine dair birbirlerine söz veren bu çift için asıl macera ise şimdi başlamaktadır. Öncelikle bol bol evlilik duası etmelerinde fayda var. Malum, hayat pahalı. Geçim zor. Sadece sevmek, birlikte yaşamaya yetmiyor. Neredeyse evliliğin düşüncesinin bile para ettiği bir dönemde; nişanıydı düğünüydü, gelinliğiydi süsüydü, masasıydı ütüsüydü derken bir dünya masraf çıkıyor evlilik düşünenlerin karşısına. Neyse ki son dönemlerde yaygınlaşan evlilik kredisi yetişiyor çiftlerin imdadına. Gerçi onca borca girip bir yuva kurmak ne kadar sağlıklıdır, tartışılır ama en azından bu evlilik kredisi sayesinde temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar.
Tüm bu engeller de ortadan kalktıktan sonra sonunda evlilik zamanı geliyor ve birbirini seven çiftlerin evlilik macerası başlıyor. Cicim ayları denilen evliliğin ilk birkaç ayı masallardaki kadar büyüleyici geçiyor. Kimileri evlilikten birkaç yıl sonra kendini bırakıp evliliklerinin kalitesi için uğraşmaktan vazgeçebiliyor. Özellikle çocuklar da olduktan sonra “iyi, kötü geçinip gidiyoruz işte” diyip evliliği ve sevdiği insanı hayatının ikinci planına atabiliyor. Hayatı boş vermişlik ya da yılların getirdiği bağlılıktan dolayı evlilikleri belki bitmiyor ama böyle davranarak evliliklerinin kalitesinden de önce yaşamlarının kalitesi azalıyor bu tarz çiftlerin. Ama kimi çiftler ise evliliklerinin bekası için tüm güçleriyle çabalıyorlar. İlişkilerini canlı tutmak adına kendi paylarına ne düşüyorsa yapıyor bu çiftler. Kendilerine özen gösteriyor, sevgisini her fırsatta belli ediyor ve her şeyden de öte eşlerine saygı duyup gerçekten de iyi günde, kötü günde birbirlerine şefkatle sarılıyorlar. Ve tabi mutlu bir evliliğin sırları da bu çiftlerin yaşamında gizleniyor.
