Aşk, sevmek ve sevilmektir. Sevmek ve sevilmek ise ilgi göstermekten ve ilgi görme isteğinden bağımsız olarak düşünülemez. Gösterilen ilginin boyutu ve zamanı oldukça önemli olmakla birlikte sadakat ile de yakından bağlantılı sayılabilir.
Sevginin kendini belli ettiği şekillerden birisidir ilgi göstermek. Özellikle ilişkinin en tatlı cicim aylarında iki tarafın birbirlerine gösterdiği ilgi sevgililer için paha biçilemez. İlişkinin başlarında ve hazırlık aşamasındaki bu ilgi karşı tarafa “senden hoşlanıyorum” demenin dolaylı şeklidir. Öyle ki bu ilginin dozunu ayarlamak şarttır yoksa ilişki başlamadan bitebilir hatta sevdiğiniz kişinin sizden soğumasına bile yol açabilir. Sonuçta hiçbirimiz kendimizi ilgi hastanesine yatmış gibi hissetmek istemeyiz. Bu nedenle aşkın sahiplenme ve kıskanma dürtülerini biraz bastırıp psikopatça bir ilgi göstermek istediğimiz durumlarda kendimizi engellemeliyiz.
Kadınlar ve erkekler bir ilişki aşamasında veya ilişkinin içinde gösterilen yoğun ilgiden rahatsız olurlar ve çoğu ilişkinin dozu ayarlanmamış ilgi nedeniyle bittiği sık görülür. Aşırı sahiplenme duygusunun bir yansıması olan aşırı ilgi, sevdiğimiz insanda, severek ve isteyerek bizimle paylaşması gereken özel yaşamına ve gündelik hayatına zorla giriyormuşuz izlenimi uyandırır. Sonuçta birbirinizi ne kadar severseniz sevin, ne kadar aşık olursanız olsun, rüya gibi bir ilişkide dahi olsanız ikinizin de öncelikle kendi hayatınız vardır. Zaman içerisinde birleşecek olan bu hayatların zaman ile olan bağının farkında olmamak, ilişkiyi büyük anlamda zedeler ve bilinçsiz davranışlara teslim eder.
Peki ilgi nasıl olmalıdır? Sevdiğinize göstereceğiniz ilginin bir ölçeği var mıdır? Bu soruların yanıtı ilk olarak sevgilinizin nasıl bir ilgi ve alakadan hoşlandığına bağlıdır. Kişiden kişiye değişmekle birlikte özellikle kadınlara gösterilecek ilginin (ilgiden çok hoşlansa bile) bir sınırı olması zorunludur. Aynı şey pohpohlanmayı kadınlara göre biraz daha seven ve bunu kaldırabildiklerini düşündüğüm erkekler için de geçerlidir. Çünkü özellikle ilişkinin başında ve bazı şeylerin temelinin tam olarak oturmadığı bir dönemde sevgiliye gösterilecek fazla ilgi tamamen teslim olmak şeklinde algılanır. Böyle bir algılama da karaktersiz bir tutum olarak değerlendirilebilir. Aşkın doğallığına aykırı olarak gözükse de hem gözlemlediklerim hem de yaşadıklarım bunların doğruluğunu kanıtlıyor. Muhtemelen siz de benimle aynı şekilde düşünüyorsunuzdur.
Günümüzde sevgiliye ilgi göstermenin bir biçimini oluşturan aşk mesajlarından yola çıkacak olursak sınırı bilinmemiş bir ilginin mağduru olarak sıklıkla yollanan aşk mesajları “böyle aşk mı olur” cinsinden bir tepkiye neden olup, psikopatça bir aşk algısı oluşturmanıza yol açabilir. İzlerken gerçekmişcesine kendimizi kaptırdığımız aşk filmlerinde yaşanan o büyülü ve romantik aşk sahnelerinin hızlı birer geçiş olduğunu ve hayran kaldığımız romantik karakterlerin film sahnelerine dahil edilmeyen olası yaşantılarında kendi hayatlarında olduklarını ve sevdiklerini ilgi manyağı haline getirmediklerine emin olabilirsiniz.
Sonuç olarak aşkta ilgi beklentisi veya ilgi gösterme isteği doğaldır. Hatta bunun fazlası bile doğaldır fakat sadece bir istek olarak kaldığı sürece. Bir şey ne kadar az gerçekleşirse o kadar değerlidir. Özellikle sevgi gösterişleri için geçerli olan bu kural güzel aşk sözleri ile bezenmiş mesajların, aşk sevgi sözlerinin kontrol altında tutulması gerektiğini gösterir. Sevgiliye sunulacak ilginin ayarında ve kararında olması hatta onu şaşırtacak bir biçimde olması şarttır. Bunu sağlamak biraz yaş ve tecrübe ile alakalı bir durumdur ve romantik aşıklar bu yolda biraz çile çekebilir. İyisi mi aşırısı zarar olan ilgi ile boğuşacağınıza sevgilinize bir Sevgili Kitabı hazırlayın ve sevginizi onu şaşırtarak belli edin (:
