Aşkın sonsuz olmasını arzu ederiz. Sevdiğimizin yanımızda güvenle durmasını, korkusuz ve cesur bir sevgi ile günleri kucaklayarak yaşanabilecek ne kadar mutluluk varsa hepsini tadalım isteriz onunla. Birbirlerini seven insanların bu güzel ve masum dilekleri ne yazık ki her zaman gerçekleşmez. Neden ve nasıl olur bilinmez, insanoğlu doymak bilmez bazen. Ne kadar aşk, ne kadar bağlılık verirsen ver yetmeyebilir. Suçlu aramanın aşkın onuruna yakışmamasından dolayı ortaya iki bilinmeyenli bir denklem çıkar. Faili meçhul bir cinayet gibi havada kalan aşk mesajları çaresizdir. Geleceğin bilinmeyen yüzü hiç olmadığı kadar karanlık bir şekilde gösterir kendini. Gün ışığı ise ilk aşk gibi arkada bırakılmıştır; sadece hatırlanır fakat sıcaklık vermez.
İki kişiden birinin daha çok sevdiği durumdur vurucu ayrılık. Gönül kıyamaz bu dram yerine erken bir ayrılığı tercih etmeye çünkü anılar yaşanmaya değmiştir ve hatırlanmaya değerdir. Günden güne çekilen eziyet gerçek anlamını yitirdiğinde sadece kendine acı çektirmek olur arkada kalan aşk. Yeniden başlamaya ilişkin sorgulamalar zihni kurcalarken insanlara duyulan güvenin neredeyse yitirilmiş olması törpülemeye çalışır hayatın çekim gücünü.
Gün gelir aşk filmleri de izlenmez olur. Bir sahne, bir diyalog ve bir müzik zihindeki anı silsilesini harekete geçirerek dünlere dalmaya ve bugünü unutmaya vesile olur. Dinlenecek müzik bir zamanlar umuda, eğlenceye ve keyfe aracı iken artık kederin ve gözyaşının bir taşıyıcısı olmuştur.
Önceleri görmezden gelinen dost ellerine, umut dolu şarkılara ve yeni insanlara zaman içinde göz ucuyla bakılmaya başlanır. En son tecrübeyi düşünmekten hala kaçınırken insan, ilk aşk artık hatırlamaya değer bir anı haline gelir tekrar. Onun masumiyetinin kalbe yansıması gün ışığının odaya vurmaya başladığının bir habercisidir.
Hayatın çekim gücü yavaş yavaş etkisini gösterirken tek bir çift göz, tek bir koku ve tek bir sevgi olmadığı anlaşılır. Geçmişe bir göz atıldığında ise kendisinin ne kadar sevgi dolu ve vermeye, paylaşmaya meyilli olduğunu görür insan. Böylece kendi değerini kendisi tekrardan keşfeder. Sevmek, sevebilmek, inanmak ve umut etmek bir insanın en masumane değeridir sonuçta. Güzel aşk sözleri ve aşk mesajları bunlara aracılık etmiştir çoğu kez, tekrar ve tekrar.
Hayatın döngüsel hali hüznü ve kederi tekrar ettiği gibi mutluluğu ve umudu da tekrar eder. Bu döngünün son bulacağı gerçek aşk bir yerlerde tıpkı onun gibi mücadele etmektedir hayatla ve insanlarla. Kavuşma günü gelinceye kadar gerçekleşmesi gereken her şey gerçekleşecektir. Kederlerin ve mutlulukların eşlik ettiği kelebek etkisi er yada geç sizi karşılaştıracak ve arkada bırakılan şey gün ışığı değil karanlık olacaktır.
Ayrılık acısı gibi aşk da tekrarlanır. Edinilen her tecrübeden şu sonuç çıkarılmalıdır; bir ömür boyu yanında olmasını istediğin kişi nasıl biriyse sen de öyle ol.
Ayrılıklar geçici, umutlar baki olsun…
