TANITIM YAZILARI

İyisiyle Kötüsüyle Aşk

Bir gün, pat diye birden biri giriyor hayatınıza. Yersiz, zamansız ve siz mutluyken. Sonrasında olabileceklerden habersiz bir şekilde tutuluyorsunuz aşka. Önce sadece konuşuyorsunuz, sıradan bir insan gibi. Sonrasında öyle alışıyorsunuz ki onunla konuşmaya, bir gün bile konuşmadığınızda aklınızdan çıkartamıyor, merak ediyor ve özlüyorsunuz. Ardından günleriniz onunla geçmeye başlıyor ve birbiri ardına aşk mesajları düşüyor aklınıza.

Sıra “seni seviyorum” cümlesine geldiğinde ise o lafın anlamını ve güzelliğini hiç olmadığı kadar hissediyorsunuz. Sanki aşk filmlerinden fırlamış bir sahnede yaşıyormuşcasına içinizde hissediyorsunuz romantizmi.

Zamanla geliyor bağlılık ve kaybetme korkusu. Peşi sıra ise ardı arkası kesilmeyen hayaller eşlik ediyor aşkınıza. Beraber dinlenen şarkılar, en unutulmaz anıları yerleştiriyor zihninize kalıcı bir hediye olarak.

Edilen kavgalar bile paylaştığınız aşkı tüketemiyor ve ona verdiğiniz değeri hafifletmiyor. Bir özür veya tatlı bir gülücükle geçip gidiyor tüm kırgınlıklar. Hatta bazı durumlarda “artık yeter” deseniz bile gözler bir araya geldiğinde aşk tekrar vazgeçilemez oluyor ve telafisi olmayan hayatın, telafisi olmayacak hediyesi olan aşkın kıymetini bilmek için daha çok seviyorsunuz.

1

Hayat bu ya, aşkın yazgısında ayrılık da olabiliyor kimi zaman. Sevginin yerini yavaş yavaş umut ve bekleyiş alırken, özlemek hissinin eski güzelliğinden eser kalmıyor. Size acı veren, atıp kurtulamadığınız hediyelere dönüşüyor aşkın hatıraları.

Hayaller ise aynı kalıyor. İster kaybedilen kişi hakkında olsun ister başka bir aşk ihtimali hakkında hayaller ve ihtimaller hep açık bir şekilde gösteriyor kendini zihninizde.

Aşk ya da ayrılık insanı biraz da bencil yapıyor. Sizin mutsuzluğunuzun olduğu yerde onun mutlu olmasını hazmedemiyorsunuz. Ne kadar da kötü bir düşünce… Gerekli vicdan azabını hissettikten sonra aklınızdan çıkarıp atıyorsunuz tüm bunları.

Buraya kadar aşkın, bir ayrılık ile noktalanışının doğal akışı vardı fakat buradan sonra keşkeler ile yaşayıp geçmişe takılı kalmak veya geleceğe bakabilmek arasında bir tercih yapılması gerekiyor. Kırılan hayaller üzerine yeni hayaller inşa edebilmek ve yolun henüz yeni başladığının farkına varmak gerekli. Birinin çıkıp tüm bu yaşananları telafi edebileceğine inanmak ve o kişinin karşısına daha güçlü çıkabilmek için aşkı iyisiyle kötüsüyle öğrenmiş olmak gerek.

Yeterince mücadele edilmezse aşk acısıyla izlenen her filmde, gidilen her yerde ve dinlenen her şarkıda geçmişe ilişkin bir şeyler bulmak ve onu kafaya takmak mümkün olabiliyor. O sebeple aşk, sorgulamak veya sorgulanmak için değil sadece yaşamak içindir.

Aşık olduktan sonra mantık devre dışı kalsa bile kalbin varlığı sizi acı çekmekten kurtarıp, her gün, her saniye yaptığı gibi sizi hayata döndürebilmelidir. Geriye kalan boşluklar ise içinize çektiğiniz her nefesle dolacak ve zamanın sunduğu en iyi ilaç olan alışkanlık yüzünüzü güneşe ve umuda doğru döndürecek, sizi, yaşamın en güzel hediyelerinden biri olan aşka git gide tekrar yakınlaştıracaktır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı