Popüler Ürünler
ZAMAN İÇİNDE GÜNCE
KİTAP İÇERİĞİ
Ön kapak: seni seviyorum,
.....
ben sana bağımlıyım... :D
zaman içinde günce
Sayfa 2: f
b
s
Sayfa 3:
Öyle bir hayat yaşadım ki ,
son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan, anladım...
Nietzsche..
..
Sayfa 4: BU BAHÇE SENİN
Çakıl taşları doldurdum cebime.Tek tek topladım onları kumsal boyunca.Biriktirir gibi hayelleri özendim,incitmedim onları.Sonra cümleler kurdum zihnimde;her kelime sana daha çok dokansın,tutuştursun istedim sevgileri.Kum tepeciklerinden birine çöküp, gözyaşları akıttım avucuma ve en uzaklara bakıp yıkadım yüreğimi o yaşlarla.Kimseler bozmasın diye bütün düşlerime nazar boncukları taktım,mavi mavi tıpkı gözlerin gibi.
Sonra adımlarımı saydım bir bir,yakınımda olasın diye.Ne kadar çok adım sen bana o kadar yakın........
Kumsalın sonunda küçük bir bahçe süsledim.sadece senin sevdiğin çiçeklerle dolu.içinde bir şadırvan senin sesin var, tam ortasından akan....
Kapısını ardına kadar açtım,tek bir engel bırakmadım yolunda,bir bir topladım..Süsledim dört bir yanı ve bütün yaşadıklarımızı sadece seninle.
Sayfa 5:
Sen bir an önce gelesin ve bu bahçe benim diyesin
diye.....
Gün ve geceler sürdü bekleyişim.önce nazarlar değdi sanki düşlerime. Tek tek döküldü boncuklar.Sonra çiçekler soldu ,senin eline ve nefesine hasret.Tükendi sesler, kapım kapandı .Duramadım sensiz esen rüzgarların önünde.Cebimdeki çakıl taşları döküldü yollara ve her biri engel oldu, bana gelen yoluna.Bekleyişim boş ,gelmen bir hayal oldu...Senin için kurduğum düşler bu bahçe gibi çorak, çöl kadar ıssız ve anlamsız oldu......
BENİM BAKTIĞIM HER YERDE SEN
SENİN OLDUĞUN HER YERDE BEN VARIM
BENİMLE VAR OLAN SEN, SENSİZLİKLE YOK OLAN BEN VARIM.....
Sayfa 6: SORU CEVAP
Hayat ,bir soru cevap oyunu gibi.kendimize sorduğumuz binlerce soru ama yanıt alamadığımız bir o kadar cevaplarla dolu.
Hergün yenilerini eklediğimiz sorulara tek tek cevaplar bulabilsek yetermiydi zamanlar?..Bulmak için tükettiğimiz her dakikaya sığdırabildiğimiz heyecanların bizi götürdüğü ihtimaller ne kadar karmaşık...Her sorunun altına kondurduğumuz cevapların ne kadarı gerçek ve içten olabilir.Bütün cevaplara uydurduğumuz yaşamların ne kadarı bizim ?..Ve bütün yaşantımız kime göre gerçek belli mi.
Aralarına noktalar koyduğumuz cevaplarda ki her sözcüğün, bize yüklediği sorumluluklar kaçamayacağımız kadar yakın ve bir o kadar acımasız.Tek tek sorgulasak bile yetmeyecek zaman dilimlerinde yitirdiğimiz sadece kendimiz değilmiyiz...
Sayfa 7: Bulabildiğimiz cevaplarda ki tüm öznelerde biz,sıfatlarda yaşamlarımız var.Yerlerini değiştirmek mümkün olsaydı eğer,her soru cümlesinin başına
vazgeçtiklerimizi koyabilseydik, cevaplar çok daha anlamlı ve yeterli olmazmıydı.Kısır bir döngü gibi bu soru cevap oyunu, hayatlarımız gibi....
Ve galiba en tutarsız yanı veremediğimiz cevaplarda gizli....
GERÇEKTEN VARMISIN,YOKSA BİR HAYAL Mİ VARLIĞIN?
YANIMDA DURAN SENMİSİN
YOKSA BİR YANSIMA MI
BEN Mİ BÜYÜTTÜM İÇİMDE SENİ
YOKSA SEN Mİ KÖK SALDIN ?
KARIŞTIRDIM.....
AMA BİLİYORUM;
SEN ÇÖZEMEDİĞİM GERÇEĞİM
VAZGEÇEMEDİĞİM DÜŞLERİM
VE EN KOCAMAN GERÇEĞİMSİN.....
Sayfa 8: KARDELEN
Bu toprakların uzak bir köşesinde düştün bilmediğin sırlara,o anda yazıldı hayat hikayen..senin hiç bir müdahalen olmadan çizildi kader çizgin.Zamanı doluncaya kadar sakladı, sakındı seni ana rahmin.Gün ışığına kavuştuğun dakikalar,ilk haykırışlarına tanık oldular.sen de diğerleri gibi attığın her adım da farkına bile varmadan çaresizliğe
doğru uzandın.Hep eksik kaldı bir tarafın ve hep silik...Genç kızlığın bedenine yürüdüğü vakitler,senin uyanışın oldu.
Anladın kader değildi yaşadıkların,sadece sana reva görülen basit bir anlayıştı.Açıldı kalp gözün,toplayabildiğin tüm doğruları birleştirip yerleştirdin hayatına.Ulaşabildiğin tüm bilgiler ve inandığın bütün gerçekler yıktı geçti duvarlarını.Olmaz diyen köhnemiş törelere inat,yıktığın bütün bedellerin arasından sıyrılıverdin...
Sayfa 9:
Şimdi aynı yerde , diğerleri için verdiğin mücadele de başarılar sana.Yolunu çizme azmine,doğruyu bulma heyecanına,ve bunları aktarma
becerine sonsuz saygılar...Minicik yürekleri sevgiyle kucaklaman,onları tamamlaman ve en güzeli bunları yaparken duyduğun aşk hiç bitmesin.
Biliyorum ki;sen oralardaysan eğer,senin gibi bir dolu sen,kırdığı kabuklardan sıyrılıp yeni senler yaratacaklar
Bütün uyanışlar güzeldir
Hele eteğinde sevgiler
Yüreklerde bitmeyen heyecan
Kollar arasında mutluluk
Başında sevda yelleri varsa.
Sayfa 10:
HAYAL
Hadi !!! Yum gözlerini,birlikte hayal kuralım.Olmadık düşlerin peşinde koşup,onları paylaşalım.
Birlikte derin maviliklere dalıp mercan kayalıkları arasında
binbir renkli dip balıklarının ardına düşelim.Uçsuz bucaksız ormanların
en kuytu köşelerinde kuş kapanları kuralım,düşleri yakalayalım..Kar yığılmış zirvelere tırmanalım el ele.Üstüne sevgi sözcükleri yazılmış bayraklar dikip poz verelim hayata gülerek.. Kendi halinde akan nazlı bir dere içine,yosun tutmuş çakıl taşları arasına sofralar kuralım..Sadece ekmek bile olsa ortada,yanına mutlulukları katık edelim.Göl kıyısında ayaklarımızı uzatalım suya,nilüfer çiçeklerine sığdırıp bedenlerimizi yüzdürelim usulca.
Sayfa 11: Uçurum kenarlarında dolaşalım ,yitip gidenleri hiç umursamadan.
Kuş kanadına yükleyip umutlarımızı onlarla birlikte süzülelim yükseklere.Çağlayan bir nehir olalımSuyun hızına kaptırıp kendimizi
rüyalarımızla buluşalım.Geniş düzlüklerde,rüzgarın hızla esip savurduğu
zaman yelesinde kaybolalım.Geçit vermeyen dağların daracık patikalarında
gizli sığınaklar arayıp,oralarda dünyayı ısıtacak ateşler yakalım.yeryüzüne dağılmış tüm kumsalları birleştirip sonsuz kıyılar yaratalım
Gökyüzüne merdiven dayayıp,güneşe uzatalım ellerimizi,tek tek topladığımız yıldızlarla hayatı
süsleyelimMehtabı aramıza alıp derin uykulara dalalım Gökkuşağına bağladığımız çiçekten salıncaklar üzerine uzanıp birbirine düğümlediğimiz sevgileri hiç çözülmeden saklayacak bir dünya kuralım.
Hadi !!!! Ellerimizi birleştirip düşler arasında hiç
bitmeyecek uzun yolculuklar yapalım...
Sayfa 12: SEN - BEN O HEPİMİZ !!!
Sevgi ve saygı dediler.Önce itaat etmeyi sonra kabullenmeyi öğrettiler.Aklımızın oynadığı oyunlara, söz dinlemenin faziletlerini işlediler ilmek ilmek ..Zevk aldıklarımıza engeller yerleştirip, genel kurallara uymayı şart koştular.Attığımız her adımda uygunluk,yaptığımız her işte doğruluk aradılar.Bizi bize bırakmadan;istedikleri biçime sokup,yaşama hazırladıklarını sandılar.Bize ait ne varsa törpüleyip,kendilerine benzettiler.Farkına bile varamadan benliklerimizi bizden aldılar.
Ne zaman aklımız başımıza geldi zannetsek,bizden önce anlayıp yeni baştan yoğurdular bizi.Tekrar tekrar kurguladılar hayatımızı.Hafızalarımıza
yerleştirdikleri genele uyma kaygısını hiç kaybetmeden sürdürebilmemiz
için yeni sebepler buldular.Manasız,anlamını zaman içinde yitirmiş bayrakları tutuşturdular elimize.
Sayfa 13:
Ulaşılmaz zirvelere sadece istediler diye varalım,onlar için zafer bayrakları dikelim istediler.Hayat arkadaşları
seçtiler bizim için.Münasiptir deyip,bir ömrü tükettiler.Bu günümüzü
hep dünde yaşattılar.Kendi bilgeliklerini sahici sanıp,uğrunda feda edilecek
hiçbir şey bırakmadan düşlerimizi süpürdüler.Gelecek umutlarına yerleştirdiğimiz bütün tuğlaları ,gözyaşlarımıza aldırmadan yağmaladılar...
Ne yazık!!!!!Üstümüzdeki ağırlığı anlamakta ne kadar geciktiysek,
tepeden tırnağa bize sinmiş olanlardan arınmakta da o kadar geciktik.
Şimdi geç kalınmış vakitler arsında,doğru yanlış aramak yerine
düşünmekle geçirdiğimiz saatlere sahibiz sadece.Bize kalan tek şey ,sadece
bizim olan anlamsız boş zamanlar..
Sayfa 14:
SULAR DURULSADA ,
İÇİNDE HEP BİR BOŞLUK OLACAK.
UNUTMADIĞIN HER SÖZCÜK
BELLEĞİNDE BİR İZ,
NEDENSİZ AĞLAMALARIN,
O ZAMANDAN KALMIŞ YAĞMURLAR OLACAK.
DUYDUĞUN HER ŞARKI,
O GÜNLERDEN KALMA BÜTÜN ANILAR,
ARADIĞIN MASALLAR OLACAK.
SEVGİNİN YOKLUĞU SENDE BOŞLUK,
VAZGEÇTİĞİN HER ŞEYDE
YENİDEN DOĞUŞ OLACAK.
Sayfa 15:
BEKLEDİĞİNİ BİLMEK YAŞAMIN
KOLAYLAŞTIRIR MI UMUT ETMEYİ
SEVİLDİĞİNİ DUYMAK SEVDİĞİNDEN
HAYALLERE ALIŞTIRIR MI İNSANI
AZAD ETMEK BU CANI KAFESİNDEN
ULAŞTIRIR MI İNSANI SONSUZLUĞA
YA İSTEMEDEN TÜKENMEK
SONA MI YOKSA BAŞLANGICA MI YOLCULUK SAYILIR ???
Sayfa 16: SEVMEYİ BİLMEK
Safça tekrarlanan bildik bir öyküdür birilerini sevmek.Kardeş gibi,kadın
veya erkek gibi sevmekten bahseder dururuz.Hep aynı nakarat vurur dillere
hepimiz birbirimizi sevmeliyiz .Ne kadar çok sevdiğimiz yaptığımız kavgalara yansır halbuki.Ne çok didişir ne kadar fazla kan döker ve neleri yok
ederiz,sevmekten bahsederken.Hem sever hem de tüketiriz birbirimizi.Yok
edecek kadar körleşiriz.En çok sevenler ,sevmeyi bilmeyenlerin potasın da
eriyip giderler.Duyulmaz olur haykırışları,tek tını bile çıkmaz kaybolur gürül-
tüler arasında.En çok sevenler ölür,çünkü en çok onların kaybetmekten korktukları vardır.Sevgileri uğruna yok olmak için,hiç düşünmeden atlarlar
derin ,dipsiz ve soğuk kuyulara.O karanlıklarda yok olma pahasına,sevdikleri uğruna kaybolurlar .
Sayfa 17:
Sevmeyenler bilmez ölmeyi.Feda edilecek bir şeyleri olmayanlar bilmezler;
birinin veya bir şeylerin uğruna yokluğa yürümenin ne demek olduğunu hiç bilmezlerO yüzden hiç eksilmez onlar,hep daha çok daha çok çoğalıp kuşatırlar dört bir yanı.Sevmeden, bağlanmadan asla uğruna feda edilecek bir
şeyleri tutmadan daha çok yaşarlar.
Ne yazık ;.sebep ne olursa olsun,kim ki sever bir diğerini , kim ki hazırdır
fedaya o tatlı canı,işte onlar ilk önce kaybettiklerimizdir.Önce onları yitirir,
sevmeyenlere mahkum kalırız.
Sayfa 18:
DOST OLMALI
Bir dostu olmalı insanın.İnanıp güvendiği,kendinden öte bildiği biri olmalı.Onunla ağlamalı,onunla gülmeli,en yakınında barındırıp,hayatı paylaşmalı.Dile dökülmeyenleri birbirine uzanan ellerde yakalamalı.
Gözlerle anlaşmalı,sessiz harflerle konuşabilmeli. Kederleri aynı pota da beraberce eritip, sevinçleri aynı zirvelerde yakalamalı.
Beden ateşler içinde yanarken,hassas nöbetlerle sarsıldığında; elleri ile yüreği soğutan,gözyaşları ile yüzü yıkayan bir dostu olmalı insanın.
Uçurum kenarlarında dolaşırken atlamaya hazır,öte yandan sıkıca tutup sahiplenen biri olmalı.Sevinçten uçarcasına kapısına varıldığında mutluluktan
kanat takmış haliyle kollarını açmış olmalı.
Sayfa 19: Bizi biz kadar iyi bilen anlayan ve tanıyan biri olmalı.Varlığından hep emin ve asla sırtını dönmeyen olmalı.Kaybedilen her anı ,inancı ile dolduran,kazandım dediğiniz zamanlara umutlar yükleyen bir dostunuz mutlaka olmalı.
Akıla düştüğü her anda koşabileceğiniz, hep aynı yerde olduğundan emin olduğunuz ve asla kaybetmeyi göze alamadığınız olmalı.
Öylesine yakın olmalı ki; o birliktelik birbirine değdiği sürece,gönülden paylaştıklarınız bir anlam kazanmalı,vazgeçilmez olmalı.Yaşam dediğimiz zamanlara beraberce katlanmalı, can ve değer kattıklarınız ortak olmalı.
Omuzlarda ağlandığı kadar gülebilmeli ve paylaşılan tüm yakınlıklar da var olan sevgiye beraberce sarılmayı bildiğiniz biri olmalı..
Yaşadığınızı anlamak için gerçek bir dostunuz olmalı.Elinizle dokandığınız, gözünüzle gördüğünüz ve yüreğinize yerleştirdiğiniz biri mutlaka olmalı.
Sayfa 20:
ÇOCUK OLMAK
Ne güzel şey çocuk olmak.En güvenli limana sığınıp dilediğince ağlamak.Bütün korkulardan o sığınakta arınmak.Her düşüşte,tutup kaldıran
birini yanı başında bulmak.Bütün rüyaları gerçek sanıp,bölünen uykulara
yeniden güvenle dalmak.Akan gözyaşlarına değmeler ve silinmesi arasında ki
ufacık zamanlar.Saçlarda gezinen sevgi yüklenmiş ellere tutunma sevdası.Her kaçışta geri dönülen o sıcacık duvarlar ortası.İlk hecelere kondurulan,doğru vurguların kulak çınlamaları.Bütün gülücüklere yüklenen devasa mutluluklar.
Hangi çocuğa yakışır ki bütün bu sargılardan yoksun olmak.Tek bir çocuk varmı dır ki ona değen ellere sarılmasın.Hangi çocuk sevgisinin baş
köşesinde oturanlara ait olmaktan vazgeçer ki.Ve kaç çocuk vardır ki; beni
çok seviyorlar diye ağlasın
Sayfa 21:
Bütün gönüllerde ,bütün çocuklara yer açılsa ve tek tek her biri kocaman
yürek boşluklarına sığınıp eksik kalmasalar hayattan.En güzel şeyi ; çocukluğu
doyasıya yaşasalar.Esirgeyip koruduğumuz , yanlarında durduğumuz,sevgilere
ve doğruya doyurduğumuz bütün çocuklar bizimle olsa.
Akılların da, çocuk olmak ne güzel şeydi düşüncesi hep onlarla olsa ve
o düşünce hiçbirini asla terk etmese ne güzel olur yaşam..Aklın bir köşesinde bu hayalle ne de güzel yaşanır.Hangi çocuktan esirgenir ki bu hayal.Hangi çocuğun elinden alınır ve hangi ana babanın böyle bir hakkı olabilir ki ????
Sayfa 22:
ÇIKIP GİTMİŞ AKLIMDAN
GEÇMİŞE DAİR NE VARSA
NE ÇOCUKLUK NE GENÇLİK ANILARI
NE DE UCU BIRAKILAN HEYECANLAR KALMIŞ
BEDENE HAPİS OLMUŞ CAN
GÖZLERE YERLEŞMİŞ GÜN SIZILARI
ADIMLAR AĞIRLAŞMIŞ
ELLER YORGUN TUTMAKTAN HAYATI
ESKİMİŞ HAYAT
AMA
ESKİLERE İNAT SATILMAMIŞ.
Sayfa 23:
ARKANDA SENİ SEVENLER VARSA EĞER
HİÇ KORKMADAN MUTLU YAŞARSIN
BİLİRSEN EĞER SENİ DÜŞÜNDÜKLERİNİ
SEVİNÇLERİN EKSİLMEDEN ÇOĞALIR.
HER DÜŞTÜĞÜNDE TUTARLARSA ELLERİNDEN
DİZLERİN KANASA BİLE
YÜREĞİNE DOKUNMAZ ACILARIN
DERTLERİN ÇOĞALIP ÜZERİNE YIĞILDIĞINDA
EĞER TUTAN VARSA UÇLARINDAN
DEĞMEDEN GEÇER HEPSİ YANINDAN
SENİ SEVENLER VARSA EĞER
KORKMA SEN HEP MUTLU YAŞARSIN.
Sayfa 24: YAŞAMAK
Yaşama dair binlerce belirti ve mucize arasındayız hepimiz..
Gün ışığı,iç huzuru,aynaya yansıyan mutluluk.Sade kahvenin buruk tadı,
yağmurun damdaki kıpırtısı,gökte ki bulut,topraktaki nem.Kayıp giden saatler,
saatlere eklenen onca yıl.Üst üste konmuş acı tatlı anılar ve arada kalmış boşluk
tan ibaret yanlızlık.En mükemmelinden sevgi ,en berbat haliyle hayal kırıklıkları
teyeli sökülmüş umutlar,dikiş tutmayan bütün telaşlar ve askıda ütüsüz bir hayat.Sabah ve akşamların katar katar dizildiği,uçsuz bucaksız raylar üzerinde
kaydırılan zamanlar.Bir sigara içimi alınan nefesler,göz kırpma aralığında ki
unutmalar,yürek duvarlarına çizilmiş resimler.Giderken verilen dönüşte unutulan
l sözler,hiç söylenmemiş cümleler,kulaklara sinmiş anlamsız uğultular.
Sayfa 25:
Geç kalınmış zamanlara geçmiş olsun dilekleri,şarkı nakaratlarında akla düşen göz yaşları.
Bütün şiirlerde hatırlanmak isteği,anlatılan bütün masallarda ki gerçeklik
l ve yazılan her romanda ki son.
Yığın yığın yetmezlik,öbek öbek hakikat,bolca umut ve hiç tükenmeyen heyecanlar.
Yola çıkarken çocukluk,yol ortasında duran gençlik,en geç durakta bekleyen son yaş günleri.
Doğumla ölüm arasında sıkışmış;başı ve sonu belli,
ikisi arasında ki çizgide binlerce çentik olan YAŞAM.
Her merhabanın elveda ya uzanan sonsuz selamı.Sorulmadan verilen
ve alınan ,aradaki boşluğu doldurduğumuz zaman dilimi
HAYAT..
Doğmak ve ölmek arası
Sayfa 26: ŞARKILARDA AYRILIK
ŞİİRLERDE HÜZÜN VE GÖZYAŞI OLMASAYDI
FISILDAMASAYDI MUTLULUK, HEP BAĞIRSAYDI
SUSUP KALMASAYDI KELİMELER
TERK EDİP GİTMESEYDİ SEVDİKLERİMİZ
UÇUP YOK OLMASAYDI HAYALLER
DAHA YAŞANILIR VE GÜZEL OLMAZMIYDI YERYÜZÜ !!!
*********
FIRTINALAR BAŞLADI
YIKILDI KÖPRÜLER
TOZ TOPRAK YÜKSELDİ GÖKYÜZÜNE
ZAMAN DAĞILDI,SAVRULDU YÜREKLERE
BİN ÇEŞİT İĞNE SAPLANDI KALDI
ACIYAN CANLAR ZAMANSIZ KANADI
YAVAŞÇA VE SİNSCE YAKALADI GERÇEK
ANLAMADAN
DİNLEMEDEN
KAYIP GİTTİ HAYAT.
BİZLERE İNAT !!!!!!!!!!!
Sayfa 27:
GÖÇEBE YAŞAMLARIN HASRETİNE
YILKI ATLARI GİBİ YANLIZLIĞA
TERKEDİLMİŞ TOPRAKLARA
YÜREKLERİN BIRAKILDIĞI VEDALARA
BÜTÜN KALPLERDEKİ YANGINLARA
YALANA SIĞINAK ODALARA
VAZGEÇİLMEZ AĞITLAR YAKANLARA
UNUTMAYIN DEMEK İSTERDİM !!! YAŞADIKLARINIZI ASLA UNUTMAYIN.....
Sayfa 28: BANA AİT
Gün gün ekleyip,biriktirdiğim sabırlar vardı,sandıklarda sakladığım.Gün yüzüne çıkarıp savurdum hepsini.Öfkelerim vardı;üst üste konmuş,
birikip dağlar olmuş öfkelerim....Hepsini ayaklarım altına, toprağa serdim.Taş duvarlar gibi büyüttüğüm geçmiş korkularımı bugünkülere ekleyip,taş sunaklarda kurban ettim.Geçmiş bütün üzüntülerimi tıktığım çekmeceleri boşalttım bugün ve görüp ibret alayım diye,göz önüne raflara yerleştirdim.Ama en üst ve uzanması en zor olan yerlere.Her kırgınlığın altında yatan sevme güdüsünü hatırlattıkları için,beni kırıp döken her kişiye verdikleri acıya rağmen teşekkür ettim ....Bilmeden kırdıklarımdan,düşünmeden söylediklerimden,kaçtığım bütün doğrulardan ve tutamadığım sözlerden özürler diledim...Açmadığım kapılara,geçmediğim yollara ve koşarak uzaklaştığım bütün zamanlara pişmanlıklarımı sığdırdım.
Sayfa 29: Yapamadığım her şeyin üstünü çizdim kara kalemle.Yok saydım hepsini ve şimdi yapmak istediklerim için kapılar açtım. Yaptığım her
yanlışla vedalaştım.Yanlış bile olsalar bana ait oldukları için vedaların sonuna soru işaretleri ekledim.Başlayıp da yarım bıraktığım,sonu gelmez dediğim bütün hatıraları tek tek ayıkladım.Cam kırıkları gibi batan her bir anıyı avuçlarımla gökyüzüne savurdum.Tuttuğum ,yerine gelmemiş dileklerimi yaktım akşam karanlıklarında.Kıvılcımlarla savrulurken dileklerim yenilerini yerleştirdim zihnime.
Benimle yaşayan bütün alışkanlıkları ve onları paylaştığım herkesi birleştiren sevgilere sarıldım.Hiç birini unutmadan ve ayrım yapmadan,hayalden gerçeğe yol aldım.
Tek tek topladım yanlış ve hataları,gereksiz ve anlamsız olanları.Bütün doğru ve güzel olanlardan çıkardım.Elde kalanları ise benim olan son
zamanlarla çarptım.Ama hiç birini bölmeye kıyamadım,yine kendime sakladım.....
Sayfa 30: HAKİKATLE TANIŞMA
Son dediğiniz her noktada buluştuğunuz bütün gerçekler ne kadar canınızı acıtırsa acıtsın,sonunda kabullenmek zorunda kalırsınız.Değişmeyen her gerçek kabule zorlar kendini.Üzülür,sıkılır belki de utanırsınız.Sihirli değnek umar elleriniz ve gerçeğe uzak hayaller kurarsınız.Bütün doğruluk ve iyilik dileklerini aynı çembere sığdırmak ve oradan hiç çıkmamak olur tüm çabanız.Yaşadığınız bütün gelgitler,met cezir manzaralarına dönüşür.Gördüğünüz bütün gerçekler kıyıya vurur bir bir.Ve sonra eteklerine zamansız hayalleri toplayıp geri giderler.Sakin çabalarla beklediğiniz anları toplar,avucunuzda sıkıca yumak yapar ama bir ucunu ümit ederek mutlaka açık bırakırsınız.Bütün biriktirdiklerinizi,sevinç ve mutluluklarınızı,yaşanmışlıkları dağılıp gitmeden tutmak istersiniz.Sıkıca tutmak !!!!!!! Ne yazık ki boşalmış zincir misali dağılmalarına engel olamazsınız.Her bir gerçek ayaklanıp ; yüreğinizden ve zihninizden hücuma kalksa bile,kendi hakikatlerinizi arar durursunuz.
Sayfa 31: Kabullenmek ve boyun eğmek istemeyen yüreğinize,aklınız bin bir oyunlar oynar.Önce aklınızla hareket etmek istersiniz ama yüreğinizin söyledikleri çok daha yakındır ve daha az acıtır canınızı.O yüzden yüreğinize inanır ve akıl kapılarını kapatırsınız.Ama çok sürmez gerçekle tanışmak ve aklınıza uymak zorunda kalırsınız.Sahici değilmiş gibi gelse bile,kabullenmek zorunda kaldığınız her bir gerçek;yürek duvarlarınız da
hasarlar yaratarak sizi yıkar geçer.Önce yürek dağılır ardından beden.Yıkıntıdan aklınızı koruyabilirseniz
eğer,ayakta kalır,sonraki gerçeklerle yüzleşmeye hazırlanırsınız.Önce aklınız sonra yüreğiniz en son bedeniniz yenilenir.Her yenilenme yeni gerçeklerle beraber yeni umutlara ve hayallere gebe kalır. Sancılar çeker,dayanılmaz ağrılar duyar ama aralarında hep sevinçler tadarsınız.Gitmekle kalmak arasındaki o ince
çizgi üzerinde sallanarak bile olsa ayakta durmaya devam..Çünkü bütün gerçekler ,her şeye rağmen bize aittir.Ve her biri ,sonsuzluk içinde bir katre kadar küçük ,bizi saran sevgilerden ise asla daha büyük olamazlar
Sayfa 32: SEYİR ZAMANI
Uzak istasyonlardan uzandım,geniş iskele boşluklarına.Dört taraf deniz,ıssız ada misali ortada asılı kalmış iskelede, aynı kucak açışlar gördüm.Üç beş adımlık mesafelerde,önce alınan sonra verilen vedaların tanığı oldum.Vedalara uzanan kolların sarılması ile karşılaştım.Bütün bakışların,geçmişe asılı kalmış özlemleri nasıl taşıdığını,sözcüklerin ağır yalnızlığını ve her adımın geçmişten bugüne koşmasını seyrettim.
Küçük bir masa etrafında,geçmişi silkeleyip,avuç avuç toplanan anıların dillerden dökülüşünü dinledim. Her bir hatıranın,unutulmadan ve hiç bozulmadan saklanmasını,karşılıklı tekrarlanan sözcüklerde hayat bulmasını izledim.Üst üste yakılan sigara dumanlarında,havaya savrulan hasretin bulut gibi sarıp sarmalamasını gördüm.Huzursuzca omuzlara dokunan ellerin titremesini,birbirine değen yüreklerin nasıl çarptığını hissettim.....Kısa yolculukların uzun yollarda nasıl yapıldığını,alçak seslerin yükselen uğultusunu duydum.
Sayfa 33: Birbirine düğümlenmiş bakışlarda özlem ve hasretle karışmış sevinç parlamaları arasında;pişmanlık ve özür fırtınalarına şahit oldum.Arada koptu sanılan bağların, düğüm düğüm olmuş uzaklıkları nasıl yakın hale getirdiğini ve hiç kopmadan kalıverdiğini anladım.Bilinmedik yerlerde diğerinden habersiz tutulan dileklerin,nasıl olup ta aynı anda aynı birliktelikleri paylaştığına inandım. Tek bir defaya sığdırılan umutların ilk seferde nasıl çoğaldığını
ve nerelere uzandığını farkettim.
Koşarcasına geçmişten sıyrılıp,sadece o ana yerleşen kocaman bir sevdanın yitirilmeden nasıl yaşatıldığını anladım.Kısacık zaman diliminde ,iki kişinin yerleştiği bütün anıların,hasret ve pişmanlığın öyküsünü seyrettim....Anladım ki yaşam,tekrarlardan hoşlanan büyük bir kaçıştan ibaret....
Ve her tekrar ne yazık ki yeni kaçışlar ve özlemlerle dolu kocaman bir boşluk...
Sayfa 34:
YENİ YETME AŞKLAR MEVSİMİ
GÜNLE GÜNEŞ ARASINDA MASMAVİ
ANILARIN ESKİMİŞLİĞİNDEN KAÇIP
LAVANTA TARHLARINA DÜŞMÜŞ SEBEPLERİM.
SERE SERPE UZANDIĞI GÜNEŞİN KOLLARINDA
HAYAT BULMUŞ TÜM ÇİÇEKLERİM
RENKLER KATIK OLMUŞ AÇLIĞIMA
CAN SUYUNA DOYMUŞ BEDENİM
SADECE AŞK YETMEZ ZAMANDA GEREK
KANATLANIP UÇMAYA GÖKLER YETMEZ
YÜREK DE GEREK !!!!!
Sayfa 35:
NEREYE BAKSAM SONSUZ MAVİ
ÜZERİMDE GÖK KUBBE;
GÖK KUBBEDE UÇUŞAN BULUTLAR MAVİ..
PARMAK UÇLARIMDA KUMSAL;
KUMSALA SARILAN DENİZ MAVİ..
YÜREĞİMDE BİR DOLU ÜMİT ;
ÜMİTLERDE GİZLENEN SEVİNÇLER MAVİ..
ETRAFIMDA ESEN DELİ RÜZGAR ;
RÜZGARDA SAVRULAN HEYECANLAR MAVİ ..
AKLIMA GELEN , GÖNLÜME YETEN SEVDALAR ,
EL DEĞMEMİŞ BUZ MAVİ.
Sayfa 36: ZAMANI DURDURMAK
Kulaklarıma değen bütün sesler arasında bana değen tek farklılıksın sen.
Kimi zaman çılgınca mutlu,arada küskün,kimi zaman dilimlerinde hüzünlü ama
çoğunlukla sevgi yüklü.Kendimi bildim bileli , senden doğrulan her duygu çığlık çığlık yükselip ikimiz arasında köprü oldu.Sesini her duyduğumda yükseldim her seferinde sanki yanına düştüm.Kısaldı mesafelerimiz ve saatler kaybetti
dakikalarını.Dur düğmesine bastı zaman.Ayrı yerlerde aynı sevinçleri paylaştık ve aynı dertler birleşti ortada.
Ara sıra didik didik ettik; saklayıp biriktirdiğimiz onca şeyi.Eskimeden,
yıpratmadan beklettiğimiz bir dolu isteğe kenar süsü yaptık kelimeleri.
Durmadan anlattık ve hiç bıkmadan dinledik.En eskisinden en yenisine bütün hatırladıklarımızı ceplerimize doldurduk.
Sayfa 37:
Deniz kıyısından fırlatıp attık suya
halka halka çoğalmalarını bekledik sessiz ve sakin.Kulaklarımızda uğuldayıp
dudaklarımıza vuran sesleri dinledik sonra.Fonda martı çığlıkları,vapur düdükleri ve denizin sakin dalgalanmaları arasında özgürlüğü yanımıza almış
gibi yaptık.
SonraSonra ayrı ayrı sesler arasında son zamanlara uzandık.Sen ağrılarını , sancılarını kuruttun,bense gözyaşlarımı !!!!!! Onca yılın tükettiği
her şeye karşın,içimde tükenmeyen sevgin ve bana uzanan ellerin,biliyorum
ki beni asla bırakmayacak
Sayfa 38:
DÖNME DOLAP
Sorumlu olduğumuz bir dolu şeyin ortasındayız hepimiz.Ertelenmez ve asla vazgeçilmez olan kocaman sorumluluklar yüklenmişiz.Dünyaya geldiğimiz anda,kuş kanadı hafifliğinde ki omuzlarımıza konmuş,yaşama tutkunluğumuz var ilk önce.Zamanla büyüyen bedenlerimize artarak yerleşen mecburiyetlerimiz var.Hasta olmadan büyümek,fazla yorulmadan koşmak,zamanında okullar bitirmek sınırlarına yerleştirilmiş bu genellemeler arasında ; düşe kalka büyümek ,özgürce odalardan firar etmek yokÖğretilen her şeyin sorumluluk gibi bir bedeli var.Gençliğin damarlarda çılgınca coşturduğu ırmaklara atlamak
yasakÖnce hayatı kazanmak gerek !!!!!!! Peki ya o deli çağları yaşama sorumluluğu nerde İşte o yok.. Gerek de yok ya zaten !!
Sayfa 39:
Sonra beraberlikler
ve karı koca olmanın sorumluluğunu taşıma faslı.Birlikte bir ömür geçirme ve o ömrü taşıma zamanları.Geçim telaşı,yükselme arzuları,çocuk sahibi olma .Ve bütün bunların omuzlara bindirdiği kaçınılmaz
ve bilerek kabullenilen bir dolu şey...
Bunların altında kalan,ezilen benlikler.Arada dağılan ruhlar ve ne zaman kendi istediklerimi yapacağım soruları..Durmadan dönen zincirler ve
onlar arasına sıkışmış , sorumluluklardan bıkkın ve yorgun bedenler.Hayat böyle bir şey işte..
Durmadan koştuğumuz , her adımda ağırlaşan yükleri ile taşımaya çalıştığımız ve asla silkinip dışarı çıkamadığımız bir döner dolabın içindeyiz
BAŞKALARININ PAYLAŞTIĞI KİTAPLARA GÖZAT