Popüler Ürünler


İnsan İçine Girmek

KİTAP İÇERİĞİ

Ön kapak: Gecenin Kaleminden
Sevgiliye...
Fahri ÇETİNYÜREK
Sayfa 2: Filiz nedir bilir misin ağacın özüdür
İçimde bir çınar yaşar Fahrinin ise sözüdür
Lakin nerden bileceksin sözün özünü
İlerde anlacaksın gördedigi yerden baktıgında yüzünü
Zaman durmaz akar bir pınar g<FONT FACE="Arial" SIZE="ibi

Tarifi imkansız içimdeki sevgi her an adını anar gibi
Oku sana yazdıgım her satırı
Paranın pulun olmasın hiç hatırı
Can bedende sanki yüregim yanar gibi
Unutma sana inanan biri var içimde, seni yanında sanar gibi<FONT FACE="Arial" SIZE="...

Sayfa 3: Bitanem, Sana her şeyden önce,
seni ne kadar çok sevdigimi söylemek istiyorum.
Şimdi sen yatagında, sana bakmaya bile
kıyamadıgım güzellikte uyurken, sana bu kitabı yazıyorum...
Sana ve seni yazıyorum bu gece...
Dinle sultanım...
Seni ilk kez .. tarihinde
Boluda becikoglunun önünde görmüştüm
İşte o gün Dünyayı yeniden yaşanır kıldın.
Hayatıma heyecanlar,yeni umutlar ekledin,
Hayal etmenin ne kadar güzel bir şey oldugunu ögrettin.
Hoşgeldin hayatıma Filiz...
Sayfa 4: Biliyorum Filizim,
şimdi soruyosundur kendi kendine,
''bu kitabı yazmak nerden çıktı'' diye.
Aslında uzun zamandır içimde bir yerdeydi,
sana olan duygularımı yazıya dökmek.
Hatırlıyor musun Filizim
Becikoglunun en üst katındaki Cafe'yi?
Seninle ilk orada buluşmuştuk.
Heyecandan ölecek gibiydim.
Ne kadar belli etmemeye çalışsamda, ellerim terliyor,
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
Sayfa 5: Sonra sen belirdin.
Gözlerin beni arıyordu, göz göze geldik gülümseyerek,
İçimi kaplayan o huzur ve mutluluk anlatılamazdı...
Yaşadıgım her saniyeyi dün gibi hatırlıyorum
Filizim...
Her şeyi sil baştan yaşayacagım, bir hayat sundun bana...
Keşke daha önceden çıksaydın karşıma...
Seni tanımadan önce ki hayatımı yaşamamış sayıyorum.
Ben seninle nefes almaya başladım...
Sende buldum kendimi, sana kitlendim...
Sendin artık herşeyim...
Sayfa 6: Şimdi düşünüyorum da Sultanım, tam ay hayatımdasın.
Tam aydır her güne seninle başlıyorum
Ve her gecenin sonunda seni düşünerek dalıyorum uykuya...
Sensiz bir hayat, sensiz
Bir yaşam düşünemiyorum artık...
Sen yokken günler birbirinin aynısıydı.
Hiç bir fark yoktu ve hayat öyle boştu ki benim için...
Seninle birlikte yep yeni bir sayfa açtım hayatıma.
O sayfa öyle güzel ki hiç sonu yok, hiç karalama silme yok.
Herşey seni gördügüm ilk günkü gibi...
Sayfa 7: Yazmak istiyorum, anlatmak istiyorum,
bu bendeki sana dair en güzel duyguları...
Hayat hiç bu kadar güzel olmadı senle oldugum günden beri...
Sana yazıldı Filizim bu satırlar...
Bu satırlar yüregimin sessiz konuşması sadece...
Dillenmeden ağlaması belkide...
Ateşe ve suya yeminle
İnsanların üşüdüğünü görmeden bildik,
İçimizdeki ateşin sadece bizi yaktığını...
Ve susuzluk ne demek
Boğul,
Kendinden dinle yağmuru şemsiyesiz sevdiğimiz gün
Bulutlar bile yoktu Islanırken seninle Filizim...
Sayfa 8:

Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.

Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.

Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
Saçlarına hasreti tanımayan hallerim,
Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.

Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.
Sayfa 9:

Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.

Sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
Can diyorum sana,can kafesim sende kalmış.

Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.

Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
Kelime-i şahadet getirmem için gerek,
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.
Sayfa 10: Aşkım bu kitapda sana olan sevgimi aşkımı anlatacam madem, o zaman ilk önce aşkın sevginin benim için ne oldugunu anlatmam lazım sana..

İlgiden sevgiye sevgiden aşka aşktan vecde gidilirmiş.Yani dört basamak...
Bir kıza ilgi duydum,arabaya ilgi duydum kapıya ilgi duydum en alt basamak bir güzele ilgi duydum bunlar gelip geçici şeyler üç dakika sonra unuturum bu arabayı, kapıyı, ilgi duydugum güzeli veya güzel olan nesneyi insanı her neyse.İlgi dogalısıyla baglanmanın sevginin şubelerinin en alt basagıdır.Yani ilgi boytunca hayret ne kadar güzel bir araba ne kadar güzel bir hatun dedigimiz şeyler ilgi boyutunda beş dakida sonra ne gönlümüzde var ne kafamızda var unutur gideriz.
Peki bu en alt basmaksa bunun bir üstü sevgidir.İlgiden sevgiye yükseliş.Sevgi şöyle birşey benim anladıgım kadarıyla ben seni seviyorum ama karşılıgında seninde sevmeni beklerim.Sen sevmezsen benimde sana olan sevgim azalır sevgi bu boyuttur.Hatta bununla ilgili şöyle bir örnek verebiliriz
Sayfa 11: Hz. Ali'nin döneminden bir gün Hz. Ali'nin yanına biri geliyor ve diyor ki '' Yaa Ali ben seni çok seviyorum'' diyor. Hz Ali bakıyor ve yalan söylüyorsun diyor.Adam şaşırıyor.Hz. Ali gerçekten beni çok sevmiş olsaydın bende seni çok sevmiş olurdum diyor..Aynen bunun gibi bu öykü bana çok şey anlatıyor.Adam bir tarafdan itiraf ediyor ama Hz. Ali lafını söylüyor.Yalan diyor gerçekten böyle olsaydı seni severdim bunun yolu yok başka.Bu yanlız safi bir sevgiden bahsediliyor menfaat sevgisinden degil.İnsanlar şunu diyebilir ben falanca kızı seviyorum o beni neden sevmiyor diye akıllarından geçenler olmuştur mutlaka..Şimdi o boyutta bakmamamk lazım o boyutta bakabilmek için sevginizin çok safi olması lazım.Sevgiliden vazgeçecek kadar saf bir sevgiye sahipseniz o sevgili mutlaka sizi sever.Ama siz sevgiliden vazgeçecek kadar saf bir sevgiye sahip olup olmadıgınıza bakmanız lazım karşı tarafı zemmetmeden, karşı tarafı hakir görmeden dogalısıyla ne dedik ilgidende sevgiye çıktık.Sevgi bir tarafta karşılıklı büyüyen birşey aynen ailelerde oldugu gibi evliliklerde oldugu gibi koca karısını ne kadar çok seviyorsa, kadın kocasını ne kadar çok seviyorsa o sevgi yücelir.Ama tek taraflı olursa körelmeye başlar bir gün o seven kadının sevgisinin nefrete dönüştügünü görürsün.Sürekli aldatan bir erkegi düşünün oysa karısını aldatmıyor kendisini aldatıyor o ayrı bir hadisede ama zamanla bu aldatmacalar var olan sevgiyi nefrete dönüştürebilir.
Sayfa 12: Demek ki sevgi karşılık bekliyor iki taraflı beslenen birşey tek taraflı degil eger uçacaksa iki kanadı olacak bir kendi tarafınız bir karşı taraf..Bu ikinci basamak diger bir basamak aşk.Diyeceksin ki aşkında bir üstü var mı? Var o dördüncü basamak orayıda yazacam mürekkebim bitmezse inşALLAH.
Aşık olan kişi karşılık beklemez.Sen nefret etsende, hakaret etsende, terk etsende, zem etsende ben yine seni seviyorum diyebilmektir.Ben yine seni istiyorum diyebilmektir.Bunda karşılık yoktur onun için aşk demişler.Karşılık yoktur safidir,temizdir memfaat yoktur sevgide yine azda olsa kısmen memfaat vardır. Karşılık beklemek o karşılıgı göremezseniz sevgi nefrete dönüşür.Ama aşkta o karşılık yok bir manada körü körüne baglanmakta diyebiliriz.Hiçbirşey görmeden ondan gayrı yani benden nefret etsende seviyorum,kızsanda seviyorum,dövsende seviyorum, sövsende seviyorum diyebilmektir.Peki bununda üstü var mı evet var.Onada vecd hali demişler büyükler peki o sevgi nasıl bir sevgi şöyle bir sevgi.

Ben seni seviyorum diyemem. Niye...Ben denen birşey yok. Ben zaten sen oldugum için seni sevmek gibi bir hakkımda yok demektir...

Sayfa 13: Balkabagım bu yazdıklarımda sana bendeki sana olan aşkı anlatmak istedim elimden geldigince yüregimin sesi kadar. Aşkın sadece bir romantik eylem olmadıgından bahsetmek istedim. Ve aşkı bilmeyen birisi olarak bir şeyler yazacam inşallah. Aşk derin bir meseledir ilk önce ve aşk denilince Aşıklar akla gelir . Aşk romantik bir eylem degildir dedim o konuyu biraz açayım.Her şeyden önce aşk bir eylemdir. Yaşadıgımız yüzyıla baktıgımızda çevreye baktıgımızda herkes romantizm yaşamak için aşık olmak istiyor.Aşk eşittir romantizm olarak algılanıyor.Peki aşk neden romantik bir eylem degildir ? Günümüzde aşk ''ben seni seviyorum sende beni seviyorsun ohh ne kadar güzel laylaylom hadi aşıgız falan neşeliyiz keyifliyiz böyle birşey gibi algılanıyor. Üç günde bir aşık olundugu için yada iki günde bir çıkmalara aşk denildigi için aşkta romantizm yaşamanın bir mekanı olarak algılanıyor. Halbuki kamil bir manada aşkı tarif edenler,aşkı yaşayanlar daha dogrusu bunu böyle karşılamamışlar,böyle algılamamışlar onlar iki kişinin oldugu yerde aşk yoktur demişler. Aşk yok etmiyorsa yoktur demişler .Aşk neyi yok edecek en başta Aşıgın gönlünü yok edecek aşıgın varlıgını yok edecek. Maşuk olarak kendini düşün birisini seviyorsun ona diyorsun ki ben bütün korkularımı, kaygılarımı, endişelerimi, ümitlerimi, beklentilerimi, zevklerimi, herşeyimi seninki ile takas ediyorum. Kendinizinkini veriyorsunuz onunkini alıyorsunuz karşılıgında bitiyor mu bitmiyor çünkü bu sevgiliye ait olan birşey ama sevgiliyi almış degilsin. Sevgiliyi almak için yapacagın bir tek şey var.
Sayfa 14: Kendini vermek, kendinden vazgeçmek , şimdi insanın kendinden daha degerli verebilecegi neyi vardır ki ölmeden ölmek demektir bu, yok olmak demektir o zaman neresi romantik bir eylem bunun.
Bir şeyi daha açıklamak istiyorum. Sevgilide sevgiliye benzemek onun herşeyi olmak aşkdır. Peki sevdiginiz kişide sizin düşündünüz şeyin aynısını düşünüyorsa bu ikili ne olacak hangisi ortaya çıkacak aşkı baskın mı olan ortaya çıkacak yoksa ikisinden var olan birşey mi ortaya çıkacak diye bir soru gelebilir aklına , gelmesede ben sana açıklayım bitanem...
Gönlümdeki aşka göre bir maşuk var hiç degişmeyecek ve Aşık var. Maşuk sürekli Naz edecek maşuk ise niyaz edecek. Çünkü naz biterse niyazda bitecez. Maşuk verecegini verdigi için vermesi gereken yere kendinde verecek birşey yok. Burdan şunu çıkarabiliriz Maşuk olacak aşık olacak iki aşık olmaz bu sevgide veya maşuk. Şunuda çıkarabiliriz iki taraflı aşk olmaz. AŞK tek taraflıdır... Hani can veren pervaneler vardır.Yanacagını bile bile kalkarlar giderler şeme yanarlar. Hatta diyor ki ''Aşk odu evvel düşer maşka andan şıka Şemi gör ki yanmadan yandırmadı pervneyi '' mum yanar kendisi o yandıgı için etrafındaki dolaşan pervane gelir canını verir Filizim.
Aşk ruhumuzu saran,pervane kılan sonra kendi ateşimizde sınayan ah minel aşk...

Sayfa 15: Aşkında kanunları vardır Kendince mesela AŞKta kavuşma yoktur. Olmaz Caiz degildir... Kavuşulursa güzel şeyler olur ama aşk olmaz başka şeyler olur. Çoluk çocuk olur mesela güzel şeyler olur Torun tosun... Aşk kavuşmayı katiyen kabul etmez.Zaten aşıgın içi titrer aglar sızlar kavuşmak için ama İşin içinde kavuşunca yanacagını bildiginden yanından geçsek ama olmasa derdindedir.
Bir diger kural ise Ya Cefa dagının tozlarıyla giyinmelidir.Yada çölde giyinmeden dolaşmalıdır. Birincisinde Ferhatın ikincisinde Mecnunun resmini çiziyor aşk. Ferhat veya Mecnun seviyesine gelmedende kabul etmem diyor.Diger bir kural ise her ne kadar eziyet görse ızdırap görse o kadar vefası artmalıdır.Herkes ona dalga gelmek, alay etmek için güldükçe onun vefası artmalıdır ve sadakatden ayrılmamalıdır.Diger kural aşkın sırrını açık etmek ayıpdır , suçtur , günahdır aşık bunu da yapmak istemez ama gücü yetmeyipde sırrı kaçıracak olsa bile sinesine yedigi oklar sebebiyle rahat nefes alıp onuda yapamamalıdır.Cefa o noktaya gelmeli ki istesede o sırrı verememeli.Diger bir kural aşk geceleri ve gündüzleri ızdırap olursa ancak kaide deger olur.Bir digeri ise eger sevgiliden bir lutfa kavuşmazsa hiç bir ilaç onu iyi edemez.Sonuncusu ise dünyanın taçını tahtını tamamını bana versseler sevgili senin çevreni terk edipte o tahtı alıp başıma falan bahtiyarlık taslamam diyebilmektir. Aşk ehil olanların sustugu,kendini aşık sananların konuştugu bir hadisedir.
Aşk adamı sustururmuş Filizim...
Sayfa 16: Herşeyden önce gerçekten anlatılmak istenenler hakiki aşkı ALLAH aşkını anlatır bir şekilde düşünmek lazım.Bu tarz şeyleri okurken biz kendi içimizdekini görebiliriz. Numarasız gözlük gibidir ama arka planında Hakiki aşk anlatılmaktadır. Çünkü biz dünyaya büyük bir ayrılık ızdırabıyla geldik.O meclisden Cenabı Hak bize bir yudum tattırdı bu dünyaya bir iş için geldik zaten işimizde bitmek üzere ve ızdırap geçiyoruz ayrılık çekiyoruz.Herkes bir dilden çalıyor ama
Gerçek bu Sultanım...
Aşk ile son olarak aşkı yaşadıktan sonra ayrılıgı ile güzel, hasreti ile güzel. Yani aşkı bilmeyip sevgiliden çok çookk uzaklarda olup aşkın ne oldugundan habersiz ölmektense sevgilinin yolunda ölüp aşık olmak ve onun yanında bile onu özlemek, bu güzel birşey çünkü hasret dedigimiz şey sevgilinin yanında bile sevgliyi özlemektir balkabagım...
Sayfa 17: '' Ne hasta bekler zamanı, Ne taze ölüye mezar,
Nede şeytan bir günahı, Seni bekledigim kadar''...

Şair ne güzel anlatmış beklemeyi ne kadar güzel söylemiş. Herkes bekler, herşey bekler ama mesele kimi beklediginiz kadar nasıl beklediginizdede saklıdır. Eger beklediginiz sevgili bir gün gelip kapıyı açıp ben geldim dedigi vakit karşısında kendisini buluyorsa bekleyen bekleye,bekleye beklediginin aynısı oluyorsa işte orda beklemek var diye bilirsiniz gerisi boşuna...
Beklemek bekledigi olmaktır...

Sayfa 18: Ben seni kocaman bir yürekle sevdim Filizim. Gözleri degil,yüregimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp,geldin oturdun yüregime.Bir baska yerde olamazdın zaten.Sen benim en degerli yerimde,yüregimde olmalıydın,orada
kalmalıydın.
Bir kaç aşka ev sahipligi yapan bu yürek,ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni.Herhangi bir konuk degildin artik.Bu yüzden ne agarlama faslı vardı nede ugurlama.O yüregin gerçek sahibiydın.Şimdi kış ilkbahara giriyoruz ya...
Ben dört mevsim baharı yasadım seninle Çiçek çiçek açtın yüregimde. Gökkuşagı zayıf kaldı senin renklerin karşısında.Taze bir yaprak gibi yesşildin.Açelyaydın pembeliginle.Üzerine çig taneleri düşmüş sarı güldün.Kirmizıydın bir ates gibi.Ve maviydın... En çok bu renkle anmayı sevdim seni.Denize tutkundum,denizi sensiz,seni denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben,insanları da...Kendime bile dar gelirken,
içinde herkeze olan bir hayatın sahibiydim artık.
En kızgın, en tahammülsüz oldugum anlarda bile seni düşünmek yetti bana,içimdeki sevinç yüzüme yansıdı,güldüm. Beni delicesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız,içten gülüşün ne demek oldugunu, nasıl güzel bir şey oldugunu anladım seninle. Her şeye ragmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacagım hiç bir zorluk yoktu. Koca bir kente,koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttugunda, patlamaya hazır volkan gibi hissederdim kendimi.Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan herşeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim,kül ederdim. Sana ulaştıgımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm.Ve o göle bir tek sen girebilirdin.
Sevdim ve hayrandımda...

Sayfa 19: Her halin çekti beni.Duruşunu,uyumanı,gülmeni, kızmanı, şaşkınlıgını,saflıgını, zekiligini, çocuklugunu, olgunlugunu sevdim.Sesini de sevdim suskunlugunuda.Küçük oyunlarını, kaprislerini sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, sevdanı anlatacak kelime bulamadım çogu zaman. Sıgmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı cennetim. Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yasam kaynagıydın.Hergün
yenilendim. Seninle çogaldım, büyüdüm.Eksik kalan neyim varsa tamamladın.Sevdim iste ötesi yok.
Hiçbir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.
Aşk zamana meydan okur ama sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısın, bir el uzatmalısın aşka doğru..!
Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak, büyütmek için?
Kaç gece yalnız geçti hesaplasana Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti. Neler yapabilirdik, neler yaşayabilirdik düşünsene..! Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün...

Sayfa 20: Bolunun sokaklarında el ele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı. Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında sarılırdım sana..
Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider, bir kitap okur, Paylaştığımız her an beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı. Özlerdik birbirimizi delicesine. Bir saati yalnız geçirsek, bir sonraki saati iki saatlik yaşardık.
Peki biz ne yaptık. Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken, her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken, bu yolda birer kaşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkum ettik birbirimizi. Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık. Sana huzur vaat etmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkunun, en koyu sevdanın sözcüğüyüm. Onlar adına konuşuyorum.
Gözlerinin içine bakıp Seni Seviyorum demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kokunu içime çekmek, teninin sıcaklığıyla irkilmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmak, mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum.
Seni istiyorum eey yar!
Canıma bir can daha katmak için, ruhumun yalnızlığına, yüreğimin acısına son vermek için, daha mavi bir deniz, daha mavi bir gökyüzü, daha mavi bir sevda için
Seni İstiyorum, Yarın, Öbür Gün, Öbür Hafta, Öbür Ay, Öbür Yıl değil.. Şimdi!





Sayfa 21: Yürüyorum ama nereye bilmiyorum. Belki az sonra bir uçurum karşılar ayaklarımı ya da çamurlu karanlık sular.. Bilmiyorum... Güneş artık parlak mı, yağmur ıslak mı bilmiyorum. İnsanlar hala aşık oluyorlar mı? Kayıp bir şehirde kaybolan insanların iniltileri.
Yürüyorum ama nereye bilmiyorum. Belki az sonra bir uçurum karşılar ayaklarımı ya da çamurlu karanlık sular.. Bilmiyorum... Güneş artık parlak mı, yağmur ıslak mı bilmiyorum. İnsanlar hala aşık oluyorlar mı?
Kayıp bir şehirde kaybolan insanların iniltileri, nemli feryatlarının kokusu, üzerimde...
Ta ki kayıp gidcekler birgün o derin, ulu, bilinmez diyarların verimli bilinmezliğine...
Haykırmak istiyorum dağlara tepelere sonra yankılansın istiyorum diyar diyar, seni özledim. Yüreğim haykırıyor, isyanda susturduğum o çocuk, ağzına bezler pamuklar tıkıyorum olmuyor haykırıyor seni özledim. Sakladığım karanlıklara sığmıyor, onu daha ne kadar dizginleyebileceğim bilmiyorum gücüm tükeniyor, seni özledim. Güneşin doğuşunda, gözlerimi her kırpışımda acı veriyor, saklayamıyorum seni , seni özledim. Yasaklı manastırımda yasaklı sözcükler; kanatları bağlı, çırpındıkça kanayan, sana uçmak istedikçe ağır ağır ölen...Seni özledim...
Kusmak istiyorum, kusmak tüm benliğimi, yüreğimi kusmak istiyorum, seninle dolu yüreğimi. Patikalar yeşil değil sensizken.Kusmak istiyorum kendimi. Artık sen olan beni...

Sayfa 22: Her çıkmaz sokağımda her labirentimde sen varsın oysa sen düz bir ovada bana koşsaydın desem, bulutları pembeye boyayıp ayaklarımın altına alsam demekle aynı şey olurdu biliyorum. Sen sadece dipsiz kuyularıma hapsoldun ve bende hep seninle oldum... Hep üşüdüm sıcak gözlerinde . Hep bana bensiz baktı efsuni gözlerin.
Terledim bir zamanlar teninde, terin terime karıştı ben sen oldum, seni içtim, içtikçe susadım ve o ter içinde buzların içine ittin beni. Gözlerim seni ağlıyor hala ve hala üşüyorum...
Arka sokakların karanlıktı, bir kız çocuğu ağlardı hıçkırıkları azapların en büyüğüydü duyanlara. Fakat duymazlardı ki onlar, geçit vermezdi, kamaştırırdı şuleli gözlerin bakanları. Hani bakmasını da bilmezlerdi derinlere. Onlar kendi sığ sahillerinde kumlarla oynayan çocuklardı. Ben hep ellerinden tutup çıkarmak isterdim seni ve senin ellerinle derinlerine dalmak isterdim. Belki sadece ben duydum sen fısıldamadan bunları bana. Sana o kadar yakın olmaktı şimdiki uzaklığımın acısı. Memleketimi terkedişimdin sen... Seninle nefes almayı öğrenmiştim seninle akıp gitmeyi. Seninle yeşermişti kuru dallarım. Seninle büyümüştüm ben. Güneşimdin yapraklarıma vuran ve toprağımı ıslatan yağmurumdun. Şimdi ne kadar soluk, zayıf, kırılgan
dallarım var.



Sayfa 23: Karsımdasın..Elimi uzatıp dokunabiliyorum sana...Ne büyük mutluluk bu...Gördüğüm en güzel şeysin.Senden öte tanımladığım hiç bir şey yok.Herşey senin adınla anılıyor benim dünyamda.Bütün çiçekler sen bütün yıldızlar sen... Bir sanat eserisin, bakmaya doyamadığım. Tanrının bana armağanısın ve artıyor her geçen gün sana olan hayranlığım. Yüzünde kuşlar, gözlerinde hayatın ta kendisi var. Öyle gerçeksin ki...
Gözümü açıyorum sen, kapıyorum sen hiç bitmeyen serüven... Günümün en keyifli anı, uykumun en tatlı rüyası... Seni soluyorum, havadasın. Seni kokluyorum, doğadasın. Hele şimdi sonbaharsın. Ya da sonsuz bahar. Seni yaşıyorum canımdasın... Canımsın... Sarılsam sana, bin yıl geçse, bir an bile ayrılmasak... Öyle İçimdesin ki...
Bir saniye iste benden sensiz geçirdiğim, veremem. Sensiz gececekse geçmesin zaman istemem. Seninle yeniden doğdum, yeniden doğuşun kanıtıyım ben. Senden önce geçen zamanı, Sana ulaşmak için yürüyerek geçirmişim, kimmişim bilememişim. Şimdi başımı çevirip geriye bakmıyorum bile.
O yol yüründü ve bitti, artık seninle yürünecek bam başka bir yol var önümde yorgunluk nedir bilmeyeceğim... Öyle aklımdasın ki....
Ah, sensiz kalmıyormuyum bazen yıkasım geliyor gördüğüm bütün duvarları..
Ardında seni bulurum sanıyorum... Ne ayrı koyduysa bizi zaman yada yollar, bir kalemde silesim geliyor. Sana dokunmamı engelleyen ne varsa, bir kadehi yere çarpıp tuzla buz eder gibi parcalamak istiyorum... Öyle özlüyorum ki cennetim seni...
Sen ol, hep ol, benimle ol, bende ol... Sendeyim ben, yüreğimi koydum yüreğinin üstüne. AŞK bu başka isim arama. Hemde en koyu en deli en tutkulu... Öğreneceğim cok şey var sana dair. Bilmediğim çok şey var. Ama bir şeyi öyle biliyorum ki... SENİ ÖYLE COK SEVİYORUM Kİ.....



Sayfa 24: Bir bilsen nasıl özledim seni
Yaşanmamış zamanları
Henüz açmamış çiçekleri
Gözyaşlarıyla ıslanmamış anıları...
Bir anlayabilsen sensizliğimi
Gamzeleini özledim
Seni sen gibi sevmelerin anlamını
Senin gibi hissetmeyi özledim
Sen gibi olmayı...
Öyle yalnızım ki sensiz;
Yaşanmış anılarımı da istiyorum seninle.
İçinde umutlarımın olduğu
Ve gönlüme sığdıramadığım mutlulukları...
Unutulmaz çocukluğumuzu
Koşmayı öğrendiğimiz patika yolları
Yıllar önce diktiğimiz fidanların meyvelerini
Seni sen yapan değerleri istiyorum...
Çölde suya hasret kalmış kadar susadım sana
Nasıl istiyorum bilsen bana yakın olmanı
Gel artık
Hayallerim ol, yaşa orda gönlünceGözlerime bak ve delice atan yüreğime.Benim ol, umudum ol, her şeyim ol cennetim...
Sayfa 25: Sensizim
Yalnızım bir tanem
Yüreğim bir yangın seli
Bir yarım yok; sensiz eksilerdeyim...
Bir bilebilsen nasıl özlediğimi
Bir anlayabilsen
Hasret kaldığım çiçekler gibisin.
Sevdiğim, özlemimsin
Sen benim, birlikte yaşlanmak istediğimsin.
Benim yanımda olabilseydin eğer
Beni sana verir, seni kendime alırdım...
Öylesine yoruldum ki artık sensiz
Buralarda yapayalnız, kimsesiz...
Seni düşünmekten uyuyamadım çok gece
Sen gibi hasretim uykulara...
Keşke hiç tanımasaydım seni
Böyle yakmazdı hasretin bedenimi.
Adını sayıklamaktan yoruldum her gece
Sensizim; hissedebiliyor musun?
Yorgunum sensiz
Eksilerdeyim sensiz
Yapayalnızım
Sen benim beklediğimsin; anlıyor musun cennetim...


Sayfa 26: Sana geliyorum sadece yıllardır içinde sakladığım ve haykırmak için biriktirdiğim sevda sözlerimle geliyorum yada konuşmadan tek bir söz söylemeden suskunluğumla geliyorum. utangaçlığımla,güçsüzlüğümle. hatalarımla geliyorum uyuyamadığım bütün uykularını üşüdüğüm kış sabahları bunalanarak geçirdiğim tüm akşamları beni yatağımdan sıçratan kabusları toplayıp geliyorum.

arzuladığım ve ertelediğim her ne varsa hepsini alıp geliyorum. ben koşulsuzca seviyorum seni. sorgulamadan, yargılamadan değiştirmeye çalışmadan seviyorum hayatı seninle yeniden keşfetmeye, seninle yaşanacak sevdanın isimsiz neferi olmaya hazırım. gel sarıl bana bu sahte hayatların ortasında inandığım tek gerçeğim sensin. suç ortağı olalım aşk suçunu birlikte işleyelim gel ve sarıl son bulsun kalabalığın ortasında asırlardır süren korkunç yalnızlığımız vazgeçilmezimsin ve vazgeçilmezim olman için
geliyorum. seni kaybetmekten öyle korkuyorum ki.. .
Sayfa 27: Düşüncesi bile titretiyor yüreğimi... Sen olmadan geçecek birgün bile yaralasın beni ,acıtsın kalbimi. başkalarının asla göremediği bir tek benimle konuşan içindeki o deli çocuğu ortaya çıkartmak için gel... Korunmaya muhtaç bir çocuk biliyorum. korkma kimsenin onu incitmesine izin vermem. güven bana birine güvenmenin içinde yaratacağı o müthiş huzuru duyarak gel gel ve ağla bunca yıl çektiğin acılardan bir çırpıda sıyrılmak için sarıl boynuma ve ağla gözyaşlarınla birlikte akıp gitsin seninle ağlarım bende bende sıyrılırım yüreğimi sömüren kimliksiz hayattan.. bir tek sana kalırım kendim olarak bir tek sana hiçbirşey beklemeden sunabilirim benliğimi sadece bana gel yar sadece sana geliyorum yar ben sonsuza kadar sevmeye hazırım hiç tükenmeden sevgini sonsuza dek sevmeye Bitanem...

Sayfa 28: Susuyorsam seni dinlemek için susuyorumdur. Ben sustugumda sevdigimi anlıyorum, ben sustugumda sen olup seni özlüyorum... ben susunca çıglık çıglıga konuşuyorum bu susma degil! .. olsa, olsa zihnimde sana katamadıgım anlamlardır. Bana öyle anlamlar veriyorsun ki, onları kelimelerin anlamsızlastıgı sesimde anlatamıyorum. O anlamlarını suskunlugumun çıglık, çıglıga sessizliginde anlatıyorum ama sen, benim sususumu senden kaçısmiş gibi düsünüyorsun senden kaçabilseydim bu sana gurbet oldugum yerlerde seni aklımdan çoktan siler uykularımı gecenin kuytulugundan çıkartır ve sana yalanlar ile dolu telefonlar açardım. Senden kaçabilseydim her gece okudugum kitapların bir satırında acaba bunlardan hangisi sevdigimi anlatıyor diye düsünmezdim. Senden kaçabilseydim bu kadar uzaktayken bile sana sarılmazdım. Senden kaçabilseydim, baglamamın perdelerini ince belin varsayip onu seni sariyormuş gibi, ona sana dokunuyormus gibi dokunur muydum saniyorsun. Hayir sultanım ... ben senden kaçmıyorum...
Sayfa 29: Ben ne yapıyorum sultanım? İçimde sır gibi büyüyen bu sevgini sırf gönlüme sıgdırmaya çalışmıyorum! ... bu dünyayı yüregim kabul edip seni bu dünyaya sıgdırmaya çalısıyorum. Onun için sevgi ile bakiyorum her yana, onun için bulundugum yerleri yeşiller ile, sarılar ile, maviler ile, kırmızılar ile boyuyorum, onun için degil! ... senin için yapıyorum hepsini sultanım... yanındayken o kadar yogun ki anlamlar bunu yanlıs bir degerlendirmenin pişmanlıgında bozmak istemiyorum, sesinin anlamında sıgındıgım hersey suskunlugumda beni kavuruyor. Hayır acı çekmiyorum keske her acı bu kadar güzel olsa ama acı çekerken insan feryat etmek ister, avazı çıktıgı kadar bagırmak ister. Bense suskunlugumun senin sesinin yankılandıgı vadilerinde seni ruhuma isliyorum...
Ben, susunca yalnız olmuyorum çünkü; seni düsünüyorum... ben hiç susmadım simdiye kadar, siirle agladım, yazılarla isyan çikardım, kelimelerle yaktım her yanı, çünkü susup ta dinleyecegim bir sevgilim olmadı... simdi susuyorum, çünkü; seni seviyorum..
Sayfa 30: Ben sustugumda sen oluyorum, haydi bana sesini ver... ben sustugumda sevgili seni dinliyorum. Özlemin o kadar yogun ki bu odada masamın bir ucunda sevdigın o isimsiz çiçeklerin yanina koydugum resmin bana her sabah yanagıma bıraktıgı bir öpücükle Günaydın sultanım! ... diyor... rüzgarın pencerelere her dokundugunda açılan aralıktan sen gelecekmişsin gibi geliyor ve vücudumu soguk özlemin sarıyor iste o üsüdügüm zemheri özlemlerde mektuplarına sıgınıyorum. Ellerimi, mektupta elinin degebilecegi heryere götürüp ellerine dokunuyorum. Kelimelere gözlerine bakar gibi bakıp seni görüyorum...
Ben karanlık gecelerin, suskun şairiyim cennetim... gece oluşum, senin gündüz olmandandır. Şair oluşum senin özlemindir. Suskunlugum ise sevgimdir. Bir bütünün iki yarısı gibiyiz sen gündüz, ben gece, yorulup ta saklanmak istediginde bana geliyorsun sevgili, yalnız kalmak istediginde benim gecelerime geliyorsun, uyumuyorsun sen, kendini benim kollarıma bırakıp gündüzleri gözlerinle söndürüp savunmasız bir çocuk gibi geceden yatagında beni yaşıyorsun. İste o yüzden her sabah uyandıgın yüzünde o gülümseme var filizim... Bense karanlıkta kayboldugumda senin aydınlıgına geliyorum.. Sana emanet verdigim kendimi, sende buluyorum...
Sayfa 31: Ah bir söyliye bilsem sana
Seni ne çok sevdiğimi
Uzanıp tutabilsem ellerini
Yüreğim yüreğine kavuşsa
Benden çok uzaklardasın sevdiğim
Sen içime çektiğim nefesim
Aldığım her solukta benimsin
Düşlerimde yalnız düşlerimdesin
Seni uzaktan sevmekte güzel
Bana uzakken sevgin bu kadar güzel
Ya benim olsan.. Filizim
O zaman bu yürek dayanır mı
Bu kadar büyük sevgiyi taşır mı
İçimden bir çığlık kopuyor
Kimsenin duymadığı bir çığlık
Seni seviyorum diyor seni seviyorum...
Hemde hiç kimsenin sevmediği
Sevemeyeceği kadar
Canımda can kadar
Bir gün kara toprak olana kadar
Bu yürek bu sevdayla kavrulur yanar.....
Sayfa 32: S armıştı tüm bedenimi AŞK umarsızca
E llerinin sıcaklığı değdi, bütün ihtişamıyla
N e zaman umutlarım azalsa da aşka
İ lk günkü gibi bak bana aşkım, doyasıya

S evmeli senin gibi tüm yürekler
E saretine benliğini teslim eder
V elhasıl aşk fedakarlık ister
İ lle de buluşmalı ayrılmamalı eller
Y orgun gözlerden yaş akmalı birer birer
O yaşlar aşkın, sevginin ifadesi olmalı
R üyalardan değil, gerçek bu sana seslenişim
U mutlar hep taze, sana doğru koşmalı
M utluluğun tarifi sen iken tekrar aşık olmalı

F arkındamısın ne kadar seviyorum seni
İ liklerime kadar aşkın ile ıslattın beni
L ütfedip yalnız yüreğime girdiğinden beri
İ smini sayıklayarak uyuyakalıyorum geceleri
Z emheri ayazları sensizlik kadar beni üşütmedi
Sayfa 33: Gönlümde aşkını en üste koydum
Dilediğin gibi sakla FİLİZİM
Ömrümce en güzel sözleri duydum
Birazda sabırımı yokla FİLİZİM

Sevenler masumdur günah arama
Sevda çöllerinde seyyah arama
Beni vurmak için silah arama
Kirpiklerin hançer sapla FİLİZİM

Dertlerini yüküm diye taşırım
Olmazsan ateşte bile üşürüm
Nurlu yüzüne baktıkça ışırım
Fahriyi gönlünde sakla FİLİZİM
Sayfa 34: Sana geliyorum sadece yıllardır içinde sakladığım ve haykırmak için biriktirdiğim sevda sözlerimle geliyorum yada konuşmadan tek bir söz söylemeden suskunluğumla geliyorum. utangaçlığımla,güçsüzlüğümle. hatalarımla geliyorum uyuyamadığım bütün uykularını üşüdüğüm kış sabahları bunalanarak geçirdiğim tüm akşamları beni yatağımdan sıçratan kabusları toplayıp geliyorum.

arzuladığım ve ertelediğim her ne varsa hepsini alıp geliyorum. ben koşulsuzca seviyorum seni. sorgulamadan, yargılamadan değiştirmeye çalışmadan seviyorum hayatı seninle yeniden keşfetmeye, seninle yaşanacak sevdanın isimsiz neferi olmaya hazırım. gel sarıl bana bu sahte hayatların ortasında inandığım tek gerçeğim sensin. suç ortağı olalım aşk suçunu birlikte işleyelim gel ve sarıl son bulsun kalabalığın ortasında asırlardır süren korkunç yalnızlığımız vazgeçilmezimsin ve vazgeçilmezim olman için
geliyorum. seni kaybetmekten öyle korkuyorum ki.. .
Sayfa 35: Düşüncesi bile titretiyor yüreğimi... Sen olmadan geçecek birgün bile yaralasın beni ,acıtsın kalbimi. başkalarının asla göremediği bir tek benimle konuşan içindeki o deli çocuğu ortaya çıkartmak için gel... Korunmaya muhtaç bir çocuk biliyorum. korkma kimsenin onu incitmesine izin vermem. güven bana birine güvenmenin içinde yaratacağı o müthiş huzuru duyarak gel gel ve ağla bunca yıl çektiğin acılardan bir çırpıda sıyrılmak için sarıl boynuma ve ağla gözyaşlarınla birlikte akıp gitsin seninle ağlarım bende bende sıyrılırım yüreğimi sömüren kimliksiz hayattan.. bir tek sana kalırım kendim olarak bir tek sana hiçbirşey beklemeden sunabilirim benliğimi sadece bana gel yar sadece sana geliyorum yar ben sonsuza kadar sevmeye hazırım hiç tükenmeden sevgini sonsuza dek sevmeye Bitanem...

Sayfa 36: Susuyorsam seni dinlemek için susuyorumdur. Ben sustugumda sevdigimi anlıyorum, ben sustugumda sen olup seni özlüyorum... ben susunca çıglık çıglıga konuşuyorum bu susma degil! .. olsa, olsa zihnimde sana katamadıgım anlamlardır. Bana öyle anlamlar veriyorsun ki, onları kelimelerin anlamsızlastıgı sesimde anlatamıyorum. O anlamlarını suskunlugumun çıglık, çıglıga sessizliginde anlatıyorum ama sen, benim sususumu senden kaçısmiş gibi düsünüyorsun senden kaçabilseydim bu sana gurbet oldugum yerlerde seni aklımdan çoktan siler uykularımı gecenin kuytulugundan çıkartır ve sana yalanlar ile dolu telefonlar açardım. Senden kaçabilseydim her gece okudugum kitapların bir satırında acaba bunlardan hangisi sevdigimi anlatıyor diye düsünmezdim. Senden kaçabilseydim bu kadar uzaktayken bile sana sarılmazdım. Senden kaçabilseydim, baglamamın perdelerini ince belin varsayip onu seni sariyormuş gibi, ona sana dokunuyormus gibi dokunur muydum saniyorsun. Hayir sultanım ... ben senden kaçmıyorum...
Sayfa 37: Ben ne yapıyorum sultanım? İçimde sır gibi büyüyen bu sevgini sırf gönlüme sıgdırmaya çalışmıyorum! ... bu dünyayı yüregim kabul edip seni bu dünyaya sıgdırmaya çalısıyorum. Onun için sevgi ile bakiyorum her yana, onun için bulundugum yerleri yeşiller ile, sarılar ile, maviler ile, kırmızılar ile boyuyorum, onun için degil! ... senin için yapıyorum hepsini sultanım... yanındayken o kadar yogun ki anlamlar bunu yanlıs bir degerlendirmenin pişmanlıgında bozmak istemiyorum, sesinin anlamında sıgındıgım hersey suskunlugumda beni kavuruyor. Hayır acı çekmiyorum keske her acı bu kadar güzel olsa ama acı çekerken insan feryat etmek ister, avazı çıktıgı kadar bagırmak ister. Bense suskunlugumun senin sesinin yankılandıgı vadilerinde seni ruhuma isliyorum...
Ben, susunca yalnız olmuyorum çünkü; seni düsünüyorum... ben hiç susmadım simdiye kadar, siirle agladım, yazılarla isyan çikardım, kelimelerle yaktım her yanı, çünkü susup ta dinleyecegim bir sevgilim olmadı... simdi susuyorum, çünkü; seni seviyorum..
Sayfa 38: Ben sustugumda sen oluyorum, haydi bana sesini ver... ben sustugumda sevgili seni dinliyorum. Özlemin o kadar yogun ki bu odada masamın bir ucunda sevdigın o isimsiz çiçeklerin yanina koydugum resmin bana her sabah yanagıma bıraktıgı bir öpücükle Günaydın sultanım! ... diyor... rüzgarın pencerelere her dokundugunda açılan aralıktan sen gelecekmişsin gibi geliyor ve vücudumu soguk özlemin sarıyor iste o üsüdügüm zemheri özlemlerde mektuplarına sıgınıyorum. Ellerimi, mektupta elinin degebilecegi heryere götürüp ellerine dokunuyorum. Kelimelere gözlerine bakar gibi bakıp seni görüyorum...
Ben karanlık gecelerin, suskun şairiyim cennetim... gece oluşum, senin gündüz olmandandır. Şair oluşum senin özlemindir. Suskunlugum ise sevgimdir. Bir bütünün iki yarısı gibiyiz sen gündüz, ben gece, yorulup ta saklanmak istediginde bana geliyorsun sevgili, yalnız kalmak istediginde benim gecelerime geliyorsun, uyumuyorsun sen, kendini benim kollarıma bırakıp gündüzleri gözlerinle söndürüp savunmasız bir çocuk gibi geceden yatagında beni yaşıyorsun. İste o yüzden her sabah uyandıgın yüzünde o gülümseme var filizim... Bense karanlıkta kayboldugumda senin aydınlıgına geliyorum.. Sana emanet verdigim kendimi, sende buluyorum...
Sayfa 39: Sana Gelsin Ey Yar...
Ey şık! Korkma, sev!
Öldüğün yerde değil, dirildiğin yerde sev!
Sana mn katanı sev! İki iken bir olabileceğini sev!..
Ona sahip çıkamam diye korkma; İkinize de sahip çıkan var .

Hz. Mevlana K.s
Sayfa 40: F ilim değil bu aşk gerçek ahali
F erinde piştiğim yarim var benim
F akir yüreğimin, nazlı güzeli
F aslıyla coştuğum yarim var benim

İ yilik meleği,sanki bir ece
İ smi şiirlerde,kafiye hece
İ remde bir çiçek,dilde bilmece
İ zinde koştuğum yarim var benim

L eylalardan güzel,ürkeksi bir kuş
L aleler toplamış kokusu mayhoş
L ehinde eyledi içmeden sarhoş
L ütfuna şaştığım yarim var benim

İ tinayla yoğurulmuş hamuru
İ nsandanda yüce hakkın bir nuru
İ zledikçe gözlerinde yağmuru
İ klimler aştığım yarim var benim

Z ümrütü ankaya benzer her hali
Z ehir olsa bal eyler,tatlıdır dili
Z atında ÜSTADİ olmuş bir deli
Z evkine düştüğüm yarim var benim
Sayfa 41: Seviyorsan selam gönder dostuna,
Boşalmasın sevgi doldur testine,
Çiçek açar polen koyar üstüne,
Türlü arılara bal verir filiz.

Yeşilin her tonu yaprağı olur,
Sararıp solunca toprağı bulur,
Semalarda nazlı nazlı salınır,
Bayrağın rengine al verir filiz.

Açılmadan gözlüyorum yolunu,
Bahar aylarında dersem gülünü,
Kabul etse gidip gezsem ilini,
Gönülden gönüle yol verir filiz.

Kendimden geçerim ona bakışta,
Sonbaharda solar, ve kurur kışta,
Sevdasıyla beni yakar ataşta,
Aşkın ocağından kül verir filiz.

Ala gözlerinde çiçekler açar,
Salar kokusunu arılar uçar,
Onu bilmeyenler zehrini içer,
Fahri ÇETİNYÜREK'e gül verir filiz...
Sayfa 42: l
aşkımızın her evresini
keyifle yaşadım ve hala yaşıyorum...

bu kitapla en başından bugüne kadar aşkınla yaşadığım en güzel anların bendeki etkilerini itiraf ediyorum.

Sevgililer Günümüz Kutlu Olsun...
Fahri ÇETİNYÜREK
Sayfa 43: bazen ayrı kaldık,
araya mesafeler girdi
ama o günlerde de aşkımız büyümeye devam etti...
Sayfa 44: seviyorum
kız seni filiz..
Çok güzel hamur açarım
Patlıcan yemeklerinede bayılırım...:)
Sayfa 45: viyyk
mutfakta iyi olduğumu her fırsatta kanıtlayabilirim... :)
Sayfa 46: bugün dişçiye gideceksin, sonra mağazadan alışveriş yapıp, beni okuldan alacaksın, ondan sonra...
bıdı bıdıdıdıd
plan yapma yeteneğine hayranım...
başladık yine,
kimbilir ne zaman biter?..
Sayfa 47: Bana şiir okumandan çok hoşlanıyorum
romantik halerine bayılıyorum...
çiçekler,
böcekler, yeşillikler...
Sayfa 48: İmdaaaattt!..
Zor Anlarımda Beni Kurtarmana Bayılıyorum :)
Bir kerede sorunsuz bir gün geçsin Nolurr yaa..off
Sayfa 49: Erkeğim benim...
Ne kadar düşünceli :)
Sayfa 50 : seninle tarihi yerleri gezmek isterim balkabagım...
I
I
Sayfa 51 : seninle spor yapmaya bayılıyorum sultanım..
filiz sen hala yorulmadın mı??
Hayır
tadlum..
Sayfa 52 : seninle yaşadığım her duygu güzel...
Sayfa 53 : sen yanımda ol yeter filiz...
Sayfa 54 : Çok sinirlendim ama!.Çokkk...
Hayatım açıklayabilirim.Bi dinle....
Amanın geliyo valla..
bence
kaç **
sinirlenince daha bi çekici oluyorsun...
Sayfa 55 : aşk,
bazen saatlerce konuşmadan yanında oturmaktır filizin...
Sayfa 56 : Cesaretine Hayranım...
ko..ko..korkma ben yanındayım hayatım...
Korkuyorum ben fahri... :S
Sayfa 57 : kendimi yalnız hissettiğim anlarda en huzurlu sığınağımsın...
Filiz filiz fliz...
Sayfa 58 : rüyalarımı süslüyorsun...
Sayfa 59 : herşeyi benden
daha iyi yapabileceğini biliyorum!!... :)
yapmadıgın bi o kalmıştı hayatım...
ben bu dolapların montajını yaparım, sen karışma bana...
bknz. yumruğunu masaya
vuran sert erkek
Sayfa 60 : l
hayatıma girdiğinden beri farklı gözlerle bakıyorum dünyaya...
pıtırt
sevgi, aşk, pıtırcık, çiçek, böcük, aaa köpüşşş!!!!
evet evet sev beni
Sayfa 61 : l
sürekli senden bahsediyorum, seni anlatıyorum...
l
gözleri pırıl pırıl, saçları yumuşacık, çok güzel bir gülümsemesi var elleri çok güzel
bla bla bla...
aşığım leynnn
herhalde bir prenses ya da melek
Sayfa 62 : seninle yemek hazırlamayı
çok seviyorum Filiz...
Sayfa 63 : yemeklerine hayranım balkabagım...
yauvv :)
Sayfa 64 : Canım Filizim
sevdiğini mutlu etmek için kitap yazmayı öğrenmekmiş...
Sayfa 65 : o sihirli ilk dokunuş ve ardından SEN, SEN, SEN...
Sayfa 66 : zırr
zırr
saatlerce aramanı bekledikten sonra, aradığında heyecandan konuşamamak belki... :)
l
hiii!!!!
ALOOO :)
Sayfa 67 : SENİ BÜTÜN KALBİMLE SEVİYORUM FİLİZ :)
Sayfa 68 : her daim güldürebilensin :)
ühühühüh agghhh ühühühühü çokk canım sıkılıorrr
yemeği yaktın diye mi üzülüyorsun? yerim len seni. :)
hayır bi kere, şapşalll :)
gel buraya sarılıcam
Sayfa 69 : bilmem kaç km öteden klavyenin başında sana yetendir. hem gülersin hem ağlarsın özleminden...
hehe
hehe
ühühü
asdakjdf
Sayfa 70 : şimdi git ve bana bi bardak su getir filiz
patronsu tavırlarından çok hoşlanıyorum....
aşkın gözü
kör sanırım..
vazoyu kafasına
geçirsem düzelir
mi acaba?
Sayfa 71 : güzel sevgilim filizim... :)
Sayfa 72 : aıııghhhhh!! öyle demiyorum ben... beni anlamıyosun işte!!??**
hepsi geçicek bunların
sakin olmalıyım, sakin...
haklısın hayatım, dikkat ederim bundan sonra...
alttan almayı öğrenmektir...
sinirden koca kafa
Sayfa 73 : kokuna hasret kalmakmış...
Sayfa 74 : A noktası
B noktası
hayat aramıza mesafelar koysa da hala yanımda olansın :)
km
azami hız
km/h
yetiştim, geldim
canım ne oldu?
ühühüüh hüh hü
Sayfa 75 : canım nerdesin?
telepatik yollarla da
iletişim kurabildiğimsin aslında
ben de tam seni arıyordum köşedeki çiçekçinin önünde buluşalım mı?
köşedeki
çiçekçi
Sayfa 76 : aşkımı büyütüyorum,
sen gelene kadar buradayım filizim... :)
Sayfa 77 : tüm hafta sonları, bir el telefonda bir el bilgisayarda sesini duymak yüzünü görmek için beklemek...
Sayfa 78 : sonra sen geldin,
gökkuşağının tüm renklerini de yanında getirdin...
Sayfa 79 : canım sevgilim,
bir sürü yaşanmışlığın yanında
yaşanacakların hayalini kurduğum
bitanecik sultanım.

yıllara meydan okuyuşumuzun,
mesafeleri hiçe sayışımızın,
kahkaha dolu günlerimizin,
omuz ıslatan hüzünlerimizin
ve daima kaldığımız yerden devam edişimizin
taçlandırılması bu kitap...

her daim yanında olacağımı unutma.

sarılır, kucaklar, avuçlarının içinden öperim ki :)
Arka kapak: Yazar
Fahri Çetinyürek


BAŞKALARININ PAYLAŞTIĞI KİTAPLARA GÖZAT